23 Mayıs 2007 Çarşamba

İnandırıcılığı Olmayan Tehdit (Incredible Threat) ve Türk Futbolu

bir onceki yazimda zaman tutarsizligi probleminden bahsetmistim. zaman tutarsizligi probleminin kaynagi en basta verilen sozlerden daha sonra caymanin sozu veren tarafin cikarina olmasidir. bu yuzden karsi taraf soze inanmaz. oyun teorisi terminolojisiyle konusursak karsi taraf icin inandirici olmayan boyle bir strateji, oyuncularin sirayla hamlelerini yaptiklari bir oyunun dengesi olamaz.

aslinda bu konu bu haftasonu oynanan galataray-fenerbahce macindan sonra yasanan tartismalari izlerken aklima geldi. once hurriyet'ten mehmet y. yilmaz'in pazartesi gunku yazisini okudum. daha sonra da hincal uluc'un 90 dakika'daki yorumunu dinledim. ikisinin de birlestigi nokta galatasaray'a ibretlik bir ceza verilmesinin gerekliligiydi. ama ozellikle uluc bu konuda umutsuzdu. zira lig uc buyukler icin bitmisken ve daha once benzer durumlarda buyuk kuluplere ceza gelmemisken, gelecek sezona etki edecek buyuk bir cezayi, futboldaki mevcut politik cekismeler de goz onune alindiginda, futbol federasyonunun veremeyecegini dusunuyordu.

bunlar macta olaylar ciktiktan sonra yapilan yorumlar. ama uluc'a mactan once macta olaylar ciksa bundan sonra ne olur diye sorsaydik, muhtemelen ayni seyleri soylerdi. turk futbolunu biraz takip eden herkes biliyor ki kurallar buyuk kulupler icin kucuklere uygulandigi gibi uygulanmiyor. bunu maclarda olay cikaran fanatikler de biliyor, kulup yoneticileri de. bana oyle geliyor ki son macta galatasaray'in ciddi bir ceza alacagini dusunseler, galatasarayli taraftarlar macta sahaya organize bir sekilde sise yagdirmazlar; yoneticiler de boyle bir harekete engel olmak icin cirpinirlardi.

ozetle durum su: futbol federasyonu ve sorumlu diger kurumlar bastan bir kural koyuyor. ama herkes biliyor ki her sey olup bittikten sonra bu kurallar kararlilikla uygulanamayacak. o zaman da ceza tehdidi inandirici ve caydirici olmuyor tabii. peki inandiriciligi ve caydiriciligi saglamak icin ne yapmali? mesele insanlarin, var olan kurallarin her durumda kendilerine harfiyen uygulanacagini bilmesinde. kucuk kuluplere bu kurallar daha rahat uygulanabildigi icin orada fazla bir caydiricilik sorunu yok. ama buyuk ve guclu kuluplere dis gecirebilmek mesele. uzun vadede buna karsi federasyon icerisinde reform niteliginde bir takim kurumsal duzenlemeler yapilabilir. ornegin kurum icerisinde tahkim kurulu disinda yasama, yurutme ve yarginin ic ice olmasi bana bir sorun gibi duruyor. neyse, boyumuzdan buyuk islere girmeyelim. reformu bu isin icinde olanlar tartissinlar.

kisa vadede ne yapilabilir, onu tartisalim. bir defa yilmaz ve uluc'a katilmiyorum. daha once uygulanmayan kurallari bugun kati bicimde uygulamaya karar vermek ve galatasaray'a ibretlik bir ceza vermek, bir standardi olmayan keyfi bir karar olur. bundan sonra her olayda ayni sertlikte ve kararlilikta cezalari uygulayacagim derseniz eyvallah. ama bunu yapamazsaniz, verdiginiz ceza bir ise yaramaz.

daha uygulanabilir bir yontem sik tekrarlanan suclarda cezalarin katlanarak artmasi. yani bugun olaylarda yaralanan, gozaltina alinan insanlar; kirilan koltuklar ve sahaya atilan cisimler nedeniyle galatasaray'a bir ceza verin ve sari kart gosterin. bu sari kart mesela iki-uc sezon orada kalsin. bu sure icinde baska bir olayda bu sari kirmiziya donsun. isterseniz kart sayisini arttirabilirsiniz de, tabii bu kartlarin affedilmeyeceginin de bir garantisi olmali. (takimlarin siciline gore cezalari belirleyen bir sistem muhtemelen ceza yonetmeliginde vardir. ama zaten onemli olan orada olmasi degil uygulanacaginin bilinmesi. futboldaki kart sistemi benzeri bir sistem uygulamayi kolaylastirabilir.)

yani yapilacak sey su. federasyon bu tur olaylardan sonra, macta yaralanan ya da goz altina alinan olup olmamasi, macin tamamlanip tamamlanmamasi, stada zarar verilip verilmemesi gibi belli somut kritelere gore cezayi belirledikten sonra kulube bir de sari kart versin. mesela uc sezon icinde uc sari kart goren takim kirmizi kart gorsun ve kume dusme cezasi gibi cok buyuk bir cezaya carptirilsin. (gerektiginde olaylarin ciddiyetine gore dogrudan kirmizi kart da gosterilebilir elbette.) peki bu ne ise yarayacak? nasil hakem bir futbolcuya sari kart gosterince stadyumdaki herkes bunun ne anlama geldigini biliyorsa, kulup sari kart gordugunde de herkes bunun anlamini bilecek. tum turkiye, kuluplerin sicilini acikca takip edebilecek; sari kart gostermediginde federasyona hesap sorabilecek. nasil hakemler sari karti kirmiziya gore rahat cikartiyorlarsa ve sari kartli oyuncu daha dikkatli oynuyorsa; federasyon disiplin cezalarini daha rahat uygulayabilecek ve sari karti olan takim daha dikkatli olacak. iki sari karti olan takim ucuncude kirmizi kart alacagini bile bile kurallari cignemeye devam ederse, artik bir ozuru olmayacak; federasyonun da ona kirmizi kart gostermekten baska sansi kalmayacak. sari karti olmasina ragmen topa elle mudahale eden futbolcuya hakem ne yapabilir ki? o hesap...

kisaca, kartlar tum taraflar acisindan cok acik ve net bicimde iletisimi sagladiklari ve baglayici olduklari icin kurallarin uygulanmasini kolaylastiriyorlar. elbette kartlar her zaman adil bicimde dagitilabilir mi, tartisilir. ama bunlar somut kriterlere baglanirsa, bu sorun da asilabilir.

bu ve benzer mekanizmalar ceza tehdidinin daha inandirici hale getirilmesini saglayabilir. elbette asil cozum federasyonun yapisinda daha koklu reformlara gidilmesinden geciyor. ama o da kisa vadede olasi gozukmuyor.

Hiç yorum yok: