en tepede, basligin hemen altinda acikladigim gibi, bu blogu bir zamanlar eksi sozluk'te yazdigim iktisatla ilgili yazilari derlemek uzere kurmustum. baslica amacim, iktisat teorisi basta olmak uzere, temel iktisadi konulara genel ilgi duyan turk okuyuculara kendi dillerinde bir seyler sunmakti. (bir iktisadi kavrami turkce sayfalarda aratip kendini bu blogda bulan okuyucular, ozellikle iktisat teorisi uzerine internette turkce bir seyler bulmanin zorlugunu fark etmislerdir.) daha sonra eski yazilarin uzerine yenilerini ekledim ve blog bugune kadar geldi. bu arada ben de epey eglendim; arastirip ogrendim; akademik dunyada formel olarak incelenmekte olan iktisadi problemleri, yalin bir bicimde akademisyen olmayan kesimlere anlatabilme becerimi ilerlettim. ustelik bugun bildigim, ama bir gun unutacagim cok seyi de bir kenara kaydetmis oldum.
tabii, blog yazarligi hobi olarak, bos zamanlarimda yaptigim bir sey. dolayisiyla bloga yazdigim yazilarin sayisi ve bunlara gosterdigim ozen, diger oncelikli islerimin yogunluguna gore donemden doneme degisiyor. son zamanlarda da gerek tezim, gerek diger arastirma projelerim ve baska islerim dolayisiyla epey mesgulum. o yuzden onumuzdeki donemde bloga daha az zaman ayiracagim. canim cektikce yeni yazilar yazabilirim, ya da zaman zaman ilginc buldugum konularda kisa notlar ekleyebilirim. ancak, belirsiz bir sure boyunca, yazma sikligim azalacak, yazacagim yazilar da kisalip hafifleyecek gibi gorunuyor.
Vakti zamanında Ekşi Sözlük'te yazdığım iktisatla ilgili yazıları toplayarak başlattığım bu blogun yayınına, 2007'den bu yana yeni yazılarla devam ediyorum.
21 Eylül 2008 Pazar
6 Eylül 2008 Cumartesi
Ceza fiyat mıdır?
bu yazida, psikolojiyle iktisadin kesisim noktasi olan, davranissal iktisat alanindaki bir calismadan bahsedecegim. bu yakindan takip ettigim alanlardan degil. ama arada ilgimi ceken seylere de rastliyorum. bugun de daha once deginmedigim bir konuda yazmak istedim. hem boylelikle, okuyuculara da farkli bir alani tanitmis olurum.
davranissal iktisat alaninda calisan arastirmacilar ne yaparlar? deneyler yoluyla, insanlarin iktisadi kararlarini anlamamiza yardimci olacak bulgular elde etmeye calisirlar. mikro modellerin varsayimlarini sorgular, daha isabetli kestirimlerde bulunacak modeller kurmamiza yardimci olacak bulgular sunarlar. yani, bir bakima mikro teorinin ince isciligini yaparlar. ayrica, elde ettikleri bulgularla tutarli teoriler uretmeye calisirlar. bu amacla, ozellikle oyun teorisinden sikca faydalanirlar.
bu kisa giristen sonra, bahsedecegim makaleye geceyim. once makalede ele alinan sorularla baslayalim: ceza uygulamak her zaman caydirici olur mu? ceza davranisin gerceklesmesini her zaman engeller ya da azaltir mi?
uri gneezy ve aldo rustichini'nin buna verdikleri cevap: hayir. bu iki arastirmaci, israil'deki kreslerde, cocuklarini krese birakan ebeveynler uzerinde bir deney yapmislar. deneyde, para cezasi uygulamanin ebeveynleri, cocuklarini kresten zamaninda almaya tesvik edip etmedigini bulmaya calismislar. (ebeveynler gec kalirlarsa, kresteki bakicilar cocuklarin baslarinda beklemek zorunda kalirlar ve evlerine gec giderler.)
arastirmanin sonuclarina gore, para cezasi uygulanmaya baslandiktan sonra, gec gelen ebeveynlerin sayisinda belirgin bir artis gorulmus. daha sonra para cezasi uygulamasi kaldirilmis, ancak gec kalmalar eski seviyesine donmemis. deneyin sonuclari bunlar.
deneyde para cezasi dusuk tutulmus. cok yuksek bir ceza konsa sonuc boyle cikmazdi. ama burada ilginc olan yuksek cezanin caydirici olmasi degil zaten. dusuk cezanin adeta gec kalmalari tesvik edici olmasi ve ceza kalktiktan sonra gec kalmalarin eski seviyesine donmemesi.
peki bu sonuclarin sebebi ne? makalede deney sonuclariyla tutarli iki teori sunulmus. birincisi, insanlarin hesapli ve bencil davrandiklari varsayimina dayaniyor. yontem oyun kuramsal. buna gore, ortada para cezasi yokken, kresle ebeveynler arasinda, "eksik kontrat" denilen, mueyyideleri tam olarak belirlenmemis bir anlasma oldugu dusunulebilir. mesela, kresteki bakici mulayim bir insan olabilecegi gibi sert biri de olabilir. her iki durumda da, ebeveynler, istisnai ve kisa sureli gec kalmalarin hos gorulebilecegini tahmin edebilirler. ancak asiriya kacildiginda, sert bakici yeter artik deyip cocugu kresten atabilir. boyle bir durumda, para cezasi vermek bakicinin yumusakligini aciga cikartabilir.
nasil mi? bakicilarin aslinda aksam evlerine zamaninda gidip kendi aileleriyle ilgilenmek istediklerini, yani daha fazla parada gozlerinin olmadigini varsayalim. o zaman sert bakici surekli ve uzun sure gec kalan insanlarin cocuklarina bakmak istemeyecektir. ceza verip cocuklara bakmaya devam etmek, ebeveynlerde bakicinin yumusak oldugu izlenimini uyandirip gec kalmalari arttirabilir. o yuzden en iyisi cocugu kresten atmaktir. ancak diger bakici, yumusak olmasi sebebiyle, cocugu atamaz. o yuzden ebeveynler bakicinin yumusak oldugunu anladiklari anda, bu bakicinin yapacagi en iyi sey, hic olmazsa cocuga fazladan baktigi zamanin karsiliginda para kazanmaktir. sonucta ceza sadece mulayim bakici tarafindan uygulanacagi icin, para cezasi uygulanmasi, bakicinin mulayim oldugu gosterecektir.
tabii, bir ebeveynin bakicinin sert mi yumusak mi oldugunu anlamasi icin, gecikmelerinin belirli bir sabir sinirini gecmesi lazim. ancak cocugun kresten atilmasi onu zor duruma sokacagi icin, ebeveyn en bastan bakicinin sabrini test etmek istemeyecektir. ancak kazara ya da baska bir sekilde o sinir asilir ve bakici para cezasi uygularsa, o zaman bakicinin yumusak oldugu anlasilir. yumusak bakicinin bu ozelligi aciga cikinca, bakici ceza uygulasa da uygulamasa da artik gec gelmelerin onune gecemez. (tabii, mazallah kazara bakicinin sert oldugunu anlamak da mumkun.)
ozetle, ilk teoriye gore, ceza uygulamasindan ebeveynler, bakicinin sabir sinirinin asildigini ama onun cocugu kresten atacak kadar guclu olmadigini cikartiyorlar. ondan sonra da gec kalmamak icin eskisi kadar ozen gostermiyorlar. daha sonra ceza kalksa dahi, bakicinin tipi aciga ciktigi icin, ebeveynlerin davranislari degismiyor.
ikinci aciklama, sosyal normlarla ilgili. o da kisaca soyle. baslangicta insanlar gec kaldiklarinda, "bakiciya ayip oluyor, evde ailesi bekler" diye dusunuyor olabilirler. ama ceza konunca, artik bakicinin cocuga fazladan bakmasini onun iyiligine baglamayabilirler. yani, gec kaliriz, parasi neyse veririz havasina girebilirler. bu teoriye gore, soz konusu olan, daha onceden piyasada alinip satilan bir meta olmayan bir seyin, bir meta haline gelmesi. boyle olunca ceza da fazladan alinan bakicilik hizmetinin fiyati gibi oluyor.
sosyal normlar, gunumuz iktisadinda bazi heterodoks ekoller disinda iktisadi analizin disinda tutuluyor. dolayisiyla bunlarin iktisadi analizi cok gelismis degil. ama bu teoriyi, farkli yontemlerle, sosyolojik acidan tartismak mumkun. makalede bu da yapilmis.
ilgilenenler icin makale su:
"A Fine is a Price", Uri Gneezy, Aldo Rustichini, The Journal of Legal Studies, vol. 29 (January 2000).
davranissal iktisat alaninda calisan arastirmacilar ne yaparlar? deneyler yoluyla, insanlarin iktisadi kararlarini anlamamiza yardimci olacak bulgular elde etmeye calisirlar. mikro modellerin varsayimlarini sorgular, daha isabetli kestirimlerde bulunacak modeller kurmamiza yardimci olacak bulgular sunarlar. yani, bir bakima mikro teorinin ince isciligini yaparlar. ayrica, elde ettikleri bulgularla tutarli teoriler uretmeye calisirlar. bu amacla, ozellikle oyun teorisinden sikca faydalanirlar.
bu kisa giristen sonra, bahsedecegim makaleye geceyim. once makalede ele alinan sorularla baslayalim: ceza uygulamak her zaman caydirici olur mu? ceza davranisin gerceklesmesini her zaman engeller ya da azaltir mi?
uri gneezy ve aldo rustichini'nin buna verdikleri cevap: hayir. bu iki arastirmaci, israil'deki kreslerde, cocuklarini krese birakan ebeveynler uzerinde bir deney yapmislar. deneyde, para cezasi uygulamanin ebeveynleri, cocuklarini kresten zamaninda almaya tesvik edip etmedigini bulmaya calismislar. (ebeveynler gec kalirlarsa, kresteki bakicilar cocuklarin baslarinda beklemek zorunda kalirlar ve evlerine gec giderler.)
arastirmanin sonuclarina gore, para cezasi uygulanmaya baslandiktan sonra, gec gelen ebeveynlerin sayisinda belirgin bir artis gorulmus. daha sonra para cezasi uygulamasi kaldirilmis, ancak gec kalmalar eski seviyesine donmemis. deneyin sonuclari bunlar.
deneyde para cezasi dusuk tutulmus. cok yuksek bir ceza konsa sonuc boyle cikmazdi. ama burada ilginc olan yuksek cezanin caydirici olmasi degil zaten. dusuk cezanin adeta gec kalmalari tesvik edici olmasi ve ceza kalktiktan sonra gec kalmalarin eski seviyesine donmemesi.
peki bu sonuclarin sebebi ne? makalede deney sonuclariyla tutarli iki teori sunulmus. birincisi, insanlarin hesapli ve bencil davrandiklari varsayimina dayaniyor. yontem oyun kuramsal. buna gore, ortada para cezasi yokken, kresle ebeveynler arasinda, "eksik kontrat" denilen, mueyyideleri tam olarak belirlenmemis bir anlasma oldugu dusunulebilir. mesela, kresteki bakici mulayim bir insan olabilecegi gibi sert biri de olabilir. her iki durumda da, ebeveynler, istisnai ve kisa sureli gec kalmalarin hos gorulebilecegini tahmin edebilirler. ancak asiriya kacildiginda, sert bakici yeter artik deyip cocugu kresten atabilir. boyle bir durumda, para cezasi vermek bakicinin yumusakligini aciga cikartabilir.
nasil mi? bakicilarin aslinda aksam evlerine zamaninda gidip kendi aileleriyle ilgilenmek istediklerini, yani daha fazla parada gozlerinin olmadigini varsayalim. o zaman sert bakici surekli ve uzun sure gec kalan insanlarin cocuklarina bakmak istemeyecektir. ceza verip cocuklara bakmaya devam etmek, ebeveynlerde bakicinin yumusak oldugu izlenimini uyandirip gec kalmalari arttirabilir. o yuzden en iyisi cocugu kresten atmaktir. ancak diger bakici, yumusak olmasi sebebiyle, cocugu atamaz. o yuzden ebeveynler bakicinin yumusak oldugunu anladiklari anda, bu bakicinin yapacagi en iyi sey, hic olmazsa cocuga fazladan baktigi zamanin karsiliginda para kazanmaktir. sonucta ceza sadece mulayim bakici tarafindan uygulanacagi icin, para cezasi uygulanmasi, bakicinin mulayim oldugu gosterecektir.
tabii, bir ebeveynin bakicinin sert mi yumusak mi oldugunu anlamasi icin, gecikmelerinin belirli bir sabir sinirini gecmesi lazim. ancak cocugun kresten atilmasi onu zor duruma sokacagi icin, ebeveyn en bastan bakicinin sabrini test etmek istemeyecektir. ancak kazara ya da baska bir sekilde o sinir asilir ve bakici para cezasi uygularsa, o zaman bakicinin yumusak oldugu anlasilir. yumusak bakicinin bu ozelligi aciga cikinca, bakici ceza uygulasa da uygulamasa da artik gec gelmelerin onune gecemez. (tabii, mazallah kazara bakicinin sert oldugunu anlamak da mumkun.)
ozetle, ilk teoriye gore, ceza uygulamasindan ebeveynler, bakicinin sabir sinirinin asildigini ama onun cocugu kresten atacak kadar guclu olmadigini cikartiyorlar. ondan sonra da gec kalmamak icin eskisi kadar ozen gostermiyorlar. daha sonra ceza kalksa dahi, bakicinin tipi aciga ciktigi icin, ebeveynlerin davranislari degismiyor.
ikinci aciklama, sosyal normlarla ilgili. o da kisaca soyle. baslangicta insanlar gec kaldiklarinda, "bakiciya ayip oluyor, evde ailesi bekler" diye dusunuyor olabilirler. ama ceza konunca, artik bakicinin cocuga fazladan bakmasini onun iyiligine baglamayabilirler. yani, gec kaliriz, parasi neyse veririz havasina girebilirler. bu teoriye gore, soz konusu olan, daha onceden piyasada alinip satilan bir meta olmayan bir seyin, bir meta haline gelmesi. boyle olunca ceza da fazladan alinan bakicilik hizmetinin fiyati gibi oluyor.
sosyal normlar, gunumuz iktisadinda bazi heterodoks ekoller disinda iktisadi analizin disinda tutuluyor. dolayisiyla bunlarin iktisadi analizi cok gelismis degil. ama bu teoriyi, farkli yontemlerle, sosyolojik acidan tartismak mumkun. makalede bu da yapilmis.
ilgilenenler icin makale su:
"A Fine is a Price", Uri Gneezy, Aldo Rustichini, The Journal of Legal Studies, vol. 29 (January 2000).
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)