28 Mart 2015 Cumartesi

Peki bunlar hayatta ne işimize yarayacak?

bunu öğrenmek istemiyorum diye düşündüğüm çok olmuştur. misal, ortaokuldaki beden eğitimi dersinde el-baş amudu diye bir şey öğretmeye çalışıyorlardı. müfredata koymasalar, o şekilde durmayı öğrenmek şöyle dursun, aklıma bile gelmez öyle bir duruş. ne işe yarar onu da bilmiyorum, ama sporcu bünyelere bir egzersiz olarak bir faydası vardır belki. birine istemediği bir şeyi zorla öğretmeye çalışmak hoş bir şey değil, lakin eğitim sistemimiz buna aldırış etmiyor. kimi matematik öğrenmez istemiyor, kimi beden eğitimi hareketleri, din kültürü, felsefe, fizik, edebiyat ve saire. 

öte yandan, geriye dönüp baktığımda, faydasını bilmeden (severek ya da sevmeyerek) öğrendiğim pek çok şey de doğrudan ya da dolaylı bir işime yaramıştır. türev mesela. matematik; bulmaca, oyun gibi bir şeydi ve bu yüzden güzeldi ben öğrenirken, ama asıl faydasını mesleğimi öğrenirken gördüm.
ne işimize yarayacak diye bilmeden öğrendiğimiz, ama sonra bir faydası dokunabilen şeyleri üç gruba topladım.

birincisi, temel bilgi ve beceriler kazandıran şeyler. havuz problemleri zihinsel, beden eğitimi hareketleri fiziksel beceriler kazandırıp geliştiriyor (herhalde). tarih, edebiyat, din kültürü dersleri ileride genel kültür olacak bir sürü şey öğretiyor. mühendis, asker ya da öğretmen olan biri, mesleğine göre bu bilgi ve becerilerden bazısını doğrudan kullanıyor. diğerleri ise hayatta hiç beklenmedik bir anda bir işe yarayabiliyor. basit bir çizim yapmak gerektiğinde, çöp adamdan iyisini yapabilmek, çizime az biraz perspektif verebilmek fena bir şey değil. 

ikincisi, uzmanlık için öğrenilmesi gerekli şeyler. bir şeyi derinlemesine öğrenirken; çok gerekli görünmeyen, muhtemelen çoğu hiç karşımıza çıkmayacak bir sürü şey de öğreniyoruz. iktisadin, istatistiğin ve ekonometrinin ve sairenin teorisini ıcığına cıcığına kadar bilmeden de iktisatçı/ekonomist olarak bir iş tutulabilir. lakin bu şeyler yeri gelir fark yaratır. 

üçüncüsü, becerilerin işaretini veren şeyler. misal, bir bankaya iş başvurusunda bulunan genetik bölümü mezunu bir genç; ilgili bir eğitim almamış ve tecrübesi de yok. yine de aldığı eğitim ve derecesine bakarak; akıllı biri olduğu, analitik düşünme yeteneği bulunduğu, uygun bir iş verilirse rahatlıkla öğreneceği gibi sonuçlar çıkartılabilir. bu durumda aldığı dersler mesleğinde bir işe yaramaz; ama onları başarıyla bitirmiş olması onu işe sokabilir.  

özetle, öğrendiklerimiz sandığımızdan çok işe yarıyor. elbette bu her şeyi öğrenelim demek değil. insanın kapasitesi, zamanı, öğrenmeye ilgisi vs. sınırlı. dolayısıyla, bir öncelik sıralaması yapmak ve ne öğrenileceğini seçmek lazım. mümkünse de bunu milli eğitim kafasına göre yapıp dayatmasın.