3 Nisan 2011 Pazar

Kadın-İnek Paradoksu

buna cocuk-buzagi paradoksu da diyebiliriz. iktisadi dusunce tarihinde nasil elmas-su paradoksu varsa, bizim medyamizda da bu var. temcit pilavi gibi isitip isitip veriyorlar haber diye. ben bile, turkiye gundemini internetten takip eden biri olarak, defalarca rast geldim. en son da bu gece twitter’da hurriyet ekonet twit’lemis: “kadina 85, inege 375 lira dogum parasi”.

efendim, mesele su. devlet, cocuk doguran sigortali kadinlara bir miktar para yardimi yapiyor. ayni devlet, yavrulayan inekleri icin ureticilere de yardim yapiyor. buzagi icin verilen para, cocuk icin verilenden fazla. medyamiz, duz mantikla, bunu espri malzemesi yaparak okuru/izleyiciyi gidikliyor. sanki devlet inekleri insanlardan cok seviyormus gibi. geyik inek muhabbeti buradan cikiyor. 

peki bu bilmecenin cozumu ne? bir inek dusunelim. her gun bir sise sut versin. bunu da bir cocuk icsin. buraya ikinci bir cocuk gelse ve cocuklar sutu paylassalar, bu sefer her cocuga yarim sise sut duser. yeni gelen cocuk, diger cocugun basta ictiginden az sut icmekle kalmaz, diger cocuga dusen sut miktarini da azaltir. oysa ikinci cocuktan once ikinci bir inek gelse, iki cocuk da bir sise sut icer. yani once sutun artmasi gerek ki, cocuklarin besini azalmasin.

insan inegin sadece sutunden degil; etinden, derisinden, her seyinden faydalanir. dolayisiyla her inek, kucuk bir fabrika, bir uretici. her buzagi, uretime yapilan yatirim. her insan da tuketici. devletin yatirimi tuketimden cok tesvik etmesi cok mu garip?

2 Nisan 2011 Cumartesi

Merkezi Sınavlar Nereye?

osym bir zamanlar ulkenin guvenilir kurumlarindan biriydi. bu kurumun duzenledigi bir sinava son katildigimdan beri cok zaman gecti. yoksa hafizam beni yaniltiyor mu? 99 yilinda oss'den once sinav sorulari calininca sinav ertelenmek zorunda kalinmisti; ama o adi bir hirsizlik girisimiydi. ara sira universite sinavina, kendi yerine baskasini sokmaya calisanlar olurdu. bu tek tuk hadiseler de, cok buyuk olcekteki bir sinavda olabilecek seylerdi. simdilerde ise durum degismis gorunuyor. gecen sene kpss'de gayet organize bir kopya sebekesinin cikmasi cok buyuk hadiseydi. bugunlerde ise cok daha sofistike ve organize bir kopya iddiasi ortaliga atildi.

son ortaya atilan kopya iddiasi simdilik bir komplo teorisi gorunumunde. osym'nin basina dagittigi sinav kitapciginda, dogru cevaplarin seceneklere sistematik bir bicimde yerlestirildigi fark edilmis. osym de bunu dogrulamis; lakin sinavda her adayin kendine ozel bir soru kitapcigi oldugu icin, ana kitapciga ozgu bu sistematigin adaylarin kitapciklarinda bulunmadigini aciklamis. (bunu okuyunca bir "wow!" dedim, teknoloji ne gelismis.) bahsi gecen komplo cok buyuk ve sofistike bir organizasyonla aciklanabilecekken, osym cok daha basit bir aciklama sunmus. aksini gosteren somut bir kanit, bilgi, belge, sahit vs. ortaya cikmazsa, bu aciklama beni tatmin eder. beni eder de cok kisiyi etmez; hele ki toplumun fazlasiyla politize oldugu ve kutuplastigi, devlet icine sizmis cemaat orgutlenmelerinin gundemin bas kosesinde oldugu su gunlerde. (misal, kilicdaroglu'nu da tatmin etmemis.)

ortada bir guven problemi oldugu bir gercek. merkezi sinav ve yerlestirme sistemlerinin sonu yavas yavas geliyor sanki. alternatifler dusunmek zamanidir.