19 Haziran 2021 Cumartesi

John Bates Clark Madalyası

John Bates Clark Madalyası, iktisat alanında Nobel ödülünden sonra en prestijli ödüldür. Amerikalı olan veya Amerikan üniversitelerinde çalışan kırk yaşının altındaki iktisatçılara verilir. Geçmişte bu ödülü alan (Samuelson, Solow, Stiglitz, Krugman gibi) birçok iktisatçı sonraki yıllarda Nobel ödülü de aldı. Nobel ödülü, iktisatta yer edinmiş konularda öncü çalışmaları yapan kişilere verildiğinden geçmiş çabaları onurlandırır. John Bates Clark Madalyası ise iktisatçılara en verimli çağlarında verildiğinden teşvik edici bir özelliğe de sahiptir. Daron Acemoğlu 2005 yılında büyüme, çalışma iktisadı, kurumsal ve politik iktisat alanlarındaki çalışmalarıyla bu ödülü almıştı. Harvard ve MIT üyelerinin ağırlıklı olduğu listede (tamamı şurada), son beş yılın kazananları şöyle:

2021-Isaiah Andrews (Harvard): Ekonometrik çalışmaların daha sağlıklı ve güvenilir sonuçlar vermesi için yöntemler geliştiriyor.

2020-Melissa Dell (Harvard): İktisat tarihi, kurumsal ve politik iktisat alanlarında ampirik çalışmalar yapıyor.

2019-Emi Nakamura (Berkeley): Mikro ölçekli, yüksek frekanslı büyük veri setlerini kullanarak, para ve maliye politikalarıyla ilgili makroekonomik sonuçlar çıkarmaya çalışıyor.

2018-Parag Pathak (MIT): Mekanizma dizaynı teorisini kullanarak, başta eğitim alanında olmak üzere iktisadi ve sosyal sorunlara çözümler üretiyor.

2017-Dave Donaldson (MIT): Kalkınma ve ticaret konularında veriye dayalı yenilikçi çalışmaları sebebiyle ödül almış.

Son yıllarda iktisat teorisini pratik sorunlara çözüm üretmekte kullanan ve veriye dayalı çalışmalar yapan iktisatçılar ödül kazanmış. Demek ki günümüzde bu revaçta.

13 Haziran 2021 Pazar

Yapay zeka, otomasyon ve çalışma

Dünyada iktisadi dönüşüm konusunda yapay zeka, otomasyon, robot gibi teknolojik unsurların etkisi son yıllarda ilgi görüyor. "İşlerimizi mi alacaklar?" sorusu artık robotlar için soruluyor. Eskiden daha çok küreselleşme bağlamında Çinliler'den korkulurdu. Daha da eskiden, sanayileşme sürecinde traktöre bakan köylü ve yeni makinelere bakan işçi de benzer korkular yaşamıştır. Öne çıkan unsurlar değişse de meselenin özü aynı. Serbest ticaret ve teknolojik yeniliklerle beraber sektörler yükselir veya geriler, yeni iş alanları ortaya çıkar, sermaye ve emek yer değiştirir. Bir yandan genel bir üretkenlik ve refah artışı yaşanırken, diğer yandan değişime uyum sağlayamayanlar ve onun nimetlerinden az pay alanlar olur. Eşitsizlikler ve toplumsal rahatsızlıklar ortaya çıkar. Sorunlara çözüm olacak politikalara ihtiyaç duyuldukça o konudaki akademik çalışmalar da artar.    

Yapay zeka ve otomasyon konusunda çalışan önemli iktisatçılardan biri Daron Acemoğlu. Teknolojik değişimin işgücü talebine etkisi ve ortaya çıkan fayda ve zorluklar konusunda, kendisinin Pascual Restrepo ile birlikte yazdığı güzel bir makale var. Konuyu ana hatlarıyla açıklayan akademik bir eser arayanlar faydalanabilir. "The Economics of Artificial Intelligence: An Agenda" adlı kitapta bir bölüm olarak yayımlanan makale "Artificial Intelligence, Automation, and Work" adını taşıyor. Linki şurada.

Makalede özetle, yapay zekanın daha önce gerçekleştirdikleri görevlerde insanların yerini alırken, telafi edici etkiler de yarattığına dikkat çekiliyor. Sermaye birikiminin çoğalması, çalışanlar için işgücü verimliliğinin artması ve yeni iş alanlarının yaratılması emeğe olan talebi ve ücretleri artıran gelişmeler olarak sayılıyor. Makineleşmenin işgücünü tarımdan sanayiye ve sanayiden hizmetlere kaydırması gibi, yapay zeka ve otomasyonun yaygınlaşmasıyla insan gücünün değerlendirileceği yeni alanların ortaya çıkacağı belirtiliyor. Elbette insanların yeni teknolojiler ve iş alanlarına yönelik beceriler kazanması ve piyasaların etkin işlemesini sağlayan bir kurumsal yapının olması dönüşümün sancılarını azaltmak açısından önemli. Bu da eğitim, sanayi ve işgücü politikalarında adımlar atmayı gerektiriyor.