21 Nisan 2016 Perşembe

Petrol fiyatının büyümedeki rolü

2015 yılında türkiye'de gsyh büyümesi çoğu ekonomisti, hatta resmi kurumları bile şaşırtıp yüzde 4 oldu. dışarıda finansal dalgalanmalar ve yavaşlayan dünya ekonomisi, içerde siyasi istikrarsızlık, artan döviz kurları ve faizler, sıkılaşan para politikası, yavaşlayan krediler falan derken, ekonominin büyüme hızı önceki seneye göre azalmadı, tersine arttı. geçen yıl içinde de petrol fiyatlarının düşmesinin büyümeyi olumlu etkilediğini düşündüğümü yazmıştım. aradan geçen zamanda bu petrol meselesinin çok fazla dillendirilmediğini, en azından birinci plana alınmadığını görüyorum ve şaşırıyorum.

oysa çok bariz bir şey. önceki sene yıllık ortalaması 100 dolar kadar olan uluslararası petrol fiyatı, geçen sene 50 dolarlara kadar gelmiş. en önemli ithalat kalemimiz olan enerjinin (petrol+doğalgaz) maliyeti düşmüş. ne kadar düşmüş? önceki sene 55 milyar dolar enerji ithalatı yaparken geçen sene 38 milyar dolar yapmışız. yani 17 milyar azalmış.

en basitinden, normalde suudi arabistan'a, ırak'a, rusya'ya vs. ödeyeceğimiz milyarlarca dolar cebimizde kalmış. 17 milyar dolar, türkiye'nin gsyh'si kabaca 750 milyar dolar kadar desek, gsyh'nin %2.3'üne tekabül eder. böyle bir meblağ havadan kucağımıza düşmüş. karşılaştırmak için söylüyorum, şimdilerde devlet bütçesinde verilen faiz dışı fazladan vazgeçilmesini önerenler var. söz konusu meblağ gsyh'ye oranla %1 küsür. üstelik bütçe dengesindeki gevşeme, borç yoluyla sonunda kamuya yük olacağından reel ekonomiye etkisi daha düşük olur. petrolde bunun çok daha üzerinde, üstelik maliyetini yabancıların ödediği, büyümeyi açıkça destekleyen bir teşvik söz konusu.

bu işin talep yönüydü. bir de enerji üretimde girdi olduğu için, enerji maliyetinin azalmasının ve kullanımının artmasının arz yönlü etkisi de olmalı. ithalat miktar endeksine bakınca görüyoruz ki, petrol ithalat miktarı geçen sene yıllık ortalamada %15 artmış. bunun da illa ki sanayi üretimindeki iyi giden büyümeye katkısı vardır.

şimdi burada çalakalem bir oran hesaplamak istemiyorum. fakat en azından diyebilirim ki, geçen sene tüm olumsuz koşullara rağmen gsyh büyümesinin nispeten yüksek gelmesinde petrolün büyük payı olmalı. peki bu sene ne olur? petrol fiyatı bu sene, geçen seneki ortalaması olan 50 doların altında gidiyor. böyle devam ederse, geçen seneki kadar olmasa da yine buradan pozitif bir etki görürüz. ancak bu sefer turizm gelirlerinin düşmesi gibi olumsuz bir durum da var. o yüzden o kadar şanslı değiliz sanki. bakalım...

8 Nisan 2016 Cuma

Ekonomide Suriyeli etkisi

al-monitor internet sitesinde, suriyelilerin ekonomiye etkileri üzerine kerim karakaya imzalı, içinde ekonomist görüşleri de barındıran bir haber çıktı. (linki şurada) benim de üzerinde düşündüğüm bir mevzu olduğundan, burada kendi düşüncemi de yazmak istedim. (bu arada kerim karakaya'nın haberlerini takip etmenizi öneririm. ilgi çekici, bilgilendirici, zihin açıcı şeyler yazıyor.)

görüşü alınan ekonomistler 2015 yılında beklenenden güçlü gelen gsyh büyümesinde suriyelilerin büyük katkısı olduğunu söylemişler. özellikle geçmiş yılların aksine, kredi büyüme hızları yavaşlarken büyümenin yavaşlamamasını suriyelilerin tüketim harcamalarına bağlamışlar. bunda haklılık payı olabileceğine ben de katılırım. sonuçta krediye erişimi olmayan, ama kaçarken bir şekilde yanlarında getirdikleri taşınabilir servetlerini veya burada çalışarak elde ettikleri gelirlerini harcayacan bir kitle var. yani tüketim tarafından talebe destek oluyorlar. aslında bu etki ihracat gibi. üretim yapıp suriye'ye mal satmıyoruz da onlar gelip buradan mal alıyorlar. bu sayede normalde ticarete konu olmayacak pek çok mal ve hizmet sağlayıcısı da kazanıyor. (aklıma ilk emlakçılar geliyor, ev fiyatlarını ve kiraları düşününce.)

tabii talep yaratarak büyümeyi sürekli artırmak, ancak talebin de büyümesiyle mümkün. yani suriyeler türkiye'de geçen sene, önceki sene harcadıklarından daha fazla para harcamış olmalılar ki büyümeye tüketim yoluyla katkı sağlamış olsunlar. ancak göç olayı uzun bir süredir var olduğundan, geçen sene o kadar büyük bir tüketim artışı yaşanmış mıdır şüpheliyim. belki suriyeliler buraya entegre oldukça, bir iş tutup ayakları üzerinde durmaya başladıkça tüketimleri artmıştır. bu mümkün. ancak o durumda da suriyelerin ekonominin arz yönündeki etkileri daha önemli demektir. bu da aslında büyümeye etkilerinin bir seferlik olmayabileceğini bize gösteriyor. bunu açıklayayım.

yukarıda göçmenlerin tüketime katkı yaptıklarından bahsettik, ama ekonomiye katkıları bundan ibaret değil. suriyeliler üretime de katkı sağlıyorlar. bir defa, (durum tespiti için söylüyorum) işletmeler için ucuz işgücüler. yani işverenin üretim maliyetini düşürüyorlar ki bu firmalar için arz yönlü pozitif bir etki. ikincisi, varlıklı olanları burada iş de kuruyorlar, ki bu da bir çeşit doğrudan yabancı yatırım. yani hem emek, hem sermaye sağlıyorlar. türkiye'ye kalıcı olarak yerleşenler zamanla çalışma izni de alınca daha çok ve daha iyi şartlarda çalışma imkanına kavuşacaklar. içlerinden yüksek eğitimli veya becerili olanlar, kendi yeteneklerine uygun işler bulacaklar. dolayısıyla işgücü piyasasına daha çok katılmakla kalmayıp daha nitelikli işlerde de çalışacaklar. bu onların gelirlerini de artıracak. uzun vadede halep'te doğmuş bir göçmenle gaziantep'in yerlisinin arasında muhtemelen bir fark kalmayacak.

bunlar ne demek? suriyeli mültecilerin entegrasyon süreci boyunca "toplam" yurtiçi gelirdeki (gsyh) büyümenin hızlanması demek. yani mülteci ilk geldiği gün üretkenliği sıfır; ya cepten yiyor, ya yardımlarla geçiniyor. sonra ekonomiye entegre oldukça, üretkenliği ortalamaya yakınsıyor. diyelim ki kişi başına yurtiçi gelir suriyeliler yokken 10 bin dolardı ve işi karıştırmamak için bunun sabit olduğunu varsayalım. göçmenlerin de kişi başı geliri buraya geldiğinde, toplam yurtiçi gelir göçmenlerin nüfustaki oranı kadar artmış olur. yani, mültecilerin 2 milyonu türkiye'ye yerleşse, türkiye nüfusu yaklaşık %2.5 artar. bunların ekonomiye entegresyonu 10 senede büyük ölçüde gerçekleşse, toplam gsyh'deki büyümeye yıllık ortalama %0.20-25 etkisi olması gerekir. ama bu etki muhtemelen yıllara sabit yayılmaz. ekonominin genel durumuna da bağlı olmakla birlikte, başlarda daha büyük etki de olabilir. tabii bu çok kaba bir hesap ve varsayımlarımız çok doğru değil muhtemelen. ama  burada benim için sayı çok önemli değil zaten. demek istediğim, belki uzun seneler boyu büyüme verilerinde az çok suriyeli etkisi göreceğiz.

şuraya kadar yazdıklarımdan mültecilerin gelmesi türkiye ekonomisi için çok olumlu oldu gibi bir anlam çıkmasın. yukarıdaki hesap ekonomistlerin dikkate aldığı gsyh büyümesinin göçmen etkisiyle şişeceğini söylemekten ibaret. bir de göçmenleri sadece tüketen ve tamamen topluma yük olan bir kitle gibi görmenin doğru olmadığı da buradan çıkartılabilir. öte yandan, daha çok akademik düzlemde ilgi çeken "kişi başına" yurtiçi gelir başta olmak üzere, refah ve gelirin bölüşümüne yönelik göstergeler açısından ülkenin mültecilerden nette fayda sağlayacağını iddia etmek çok güç. yukarıdaki çok basit örnekte bile, göçmenlerin gelmesi (onları da nüfusa dahil ettiğimizde, ki etmek gerekir) başta kişi başına geliri düşürüyor. bu daha sonra zamanla yerine geliyor. gerçekte ise, göçmenlerin ilk başlarda devlet bütçesine ve yardım yapanlara getirdiği yük; ücretler üzerinde yaratılan aşağı yönlü, fiyatlardaki yukarı yönlü baskılar gibi türlü kanallardan yerlilerin refahının olumsuz etkilendiğini söyleyebiliriz. iyi haber, bu olumsuz etkinin zamanla hafifleyecek olması.