kendimi bildim bileli genclere, girisimci olmanin, yenilik yaratmanin, basari icin risk almanin onemi vaaz edilir. sonra o gencler giderler, acilan ilk memuriyet kadrosuna baliklama atlarlar. milyonlarcasi da sirada bekler. kimisi de ozel sektorde babasinin isinin basina gecip sektorde kim neyde basarili olmussa onu taklit etmeyi secer. bu yazida, buna kafa yorup insanlarin risk almaktan kacinmalarinin sebeplerini anlamaya ve girisimci guduleri harekete gecirip refahi arttirabilecek yollar ortaya koymaya calisacagim.
basit bir soyut ornek uzerinden gidelim. cok sayida uretken insandan olusan bir ekonomide meslekler iki gruba ayrilsin: memurluk ve girisimcilik. her insan bu iki gruptan birini secsin. memuriyeti secenler, risksiz bir uretim teknolojisi kullasinlar, ve 3 birim urun uretsinler. girisimciligi secenler ise, basari oraninin %50 oldugu riskli bir uretim teknolojisi kullasinlar. uretim basarili olursa 10 birim, basarisiz olursa 0 (sifir) birim uretsinler. bir insanin sectigi meslek sadece kendi uretimini etkilesin; bunun baskasi uzerinde olumlu ya da olumsuz bir etkisi (dissalligi) olmasin. en sonunda, herkes urettigini yesin. (ekonomimizde risksiz uretim yapan herkese memur diyoruz. yani, mesela yenilik uretmekten kacan, atadan dededen gordugu sekilde calisan bir isadami da burada memur sinifinda temsil ediliyor.)
goruldugu gibi bu ekonomide girisimciligi secenlerin ortalama kazanci 5 ve bu memuriyetten kazanilacak garanti paradan buyuk. ama girisimcilerin hicbiri aslinda 5 kazanmiyor. yarisi 10 alip zengin olurken, digerleri ac kaliyor. boyle bir durumda, akilci davranan bir insanin hangi meslegi sececegi, kisisel tercihlerine, yani, riske ne kadar toleransi olduguna bagli. sonucta, riskten daha cok hazzetmeyen insanlar memuriyeti, digerleri ise girisimciligi secer. boylece, bu ekonomideki ortalama gelir de 3 ile 5 arasinda olur.
peki daha iyi bir sonuc nasil elde edilebilir? nasil elde edilemez? ikincisinden baslayalim. diyelim ki, risksiz uretim teknolojisini tumden yasaklamak ve insanlari zorla girisimci yapmak mumkun. herkes mecburen girisimci olursa, insanlarin ortalama geliri de 5'e yukselir. gordugumuz gibi bu durumda ortalama gelir artiyor. lakin onceki durumda memuriyet sececek insanlarin uzerine, fazladan istemedikleri bir risk bindirmis oluruz. bu da yangin sigortasi yaptirmak isteyen insani, paran cebinde kalsin deyip geri gondermek gibi bir sey. bu zoraki risk yuzundendir ki, ortalama gelir artsa bile, toplumsal refahin azaldigini soyleyebiliriz.
ote yandan, insanlarin riskleri paylasmalarinin bir yolu varsa, hem uzerlerindeki riskleri alip hem de ortalama geliri 5 seviyesine cikarmak mumkun. ornekle gosterelim. diyelim ki, ornek ekonomimizde insanlar once mesleklerini secsinler. sonra girisimciligi secmis olanlar, uretim yapilmadan, yani kimin basarili, kimin basarisiz oldugu ortaya cikmadan, bir araya gelsinler. bir havuz kurup herkesin kazancini havuza koymasini ve havuzdaki kazancin daha sonra tum girisimciler arasinda esit olarak bolunmesini kararlastirsinlar; ve bunu kontrata baglasinlar. (pratikte, sozunu ettigimiz havuz, yatirimcilardan hisse satin alan bir banka, risk sermayesi fonu ya da benzeri bir finans kurumu olabilir.) sonucta, girisimci sayisi yeterince buyukse, girisimcilerin yarisi basarili ve yarisi basarisiz olacagindan, girisimci olan herkes sonuclar belli olup kontratin sartlari yerine getirildikten sonra garanti 5 alacaktir. eger girisimciligin getirisi garanti 5 olacaksa, kimsenin getirisi garanti 3 olan memuriyeti secmesi icin bir sebep kalmaz. boylece herkesin girisimciligi sectigi bir dengeye ulasiriz. (iktisat teorisine vakif okuyucalarimiz, burada baska dengeler de olacabilecegini ve bir koordinasyon sorunu olusabilecegini gormuslerdir. lakin bir blog yazisinda detaya girmeyi gereksiz buluyorum. ayrica, ornegi acik ve basit tutmak icin, kontratin baglayici oldugunu, insanlarin hareketlerinin kontratin denetiminde oldugunu, dolayisiyla aylaklik etme, havuzdan mal kacirma gibi sorunlarin olmadigini varsaydim. istenirse problem elbette daha da dallandirilabilir.)
ornek ekonomimizde ele aldigimiz riskler, sistematik olmayan, ekonominin geneline gore kucuk boyuttaki aktorler uzerindeki kisiye ozgu (idiosyncratic) riskler. yani, bir girisimci, yapacagi yatirimin sonucunda basarisiz olabilir; ama bu ekonominin baska yerlerinde, bagimsiz olarak riskli kararlar alan cok sayida yatirimciyi etkilemez. toplamda bu girisimcilerin belli bir orani basarili, belli bir orani basarisiz olacaklardir. aktorlerden kimin basarili ya da basarisiz olacagini bilemesek de, genel basari oranini bilebiliriz. o yuzden, boyle kisiye ozgu riskler, ekonominin geneli icin bir belirsizlik yaratmaz. dolayisiyla, mesela eger ekonomide yeterince zengin finansal araclarin bulundugu gelismis finans piyasalari varsa, bu riskler tamamen ortadan kaldirilabilir. boylelikle, insanlarin ortalama getirisi yuksek, ama sonucu belirsiz yatirimlardan kacmalari icin bir sebep kalmaz. (elbette, ekonominin geneline gore buyuk olcekteki iktisadi aktorlerin aldiklari kararlar, sistemik risk yaratabilir. o baska bir mevzu.)
ozetle, diyorum ki, mesele insanlari gonul rizasiyla girisimcilige yoneltmekse, onlara sadece nasihat etmenin, gaz vermenin ise yaramadigi ortada. ekonomik sistemin kurumlarinin ve kurallarinin da, riskleri uygun bicimde dagitilacak, girisimci guduleri harekete gecirecek sekilde duzenlenmesi gerek. somut bir ornek vermek gerekirse, aklima ilk olarak, arge faaliyetleri ve teknoloji yatirimlarinin finansmanini saglayacak bir risk sermayesi piyasasi kurulmasi geliyor. seneleeer once, bir vesileyle, israil'de uygulanan yozma adli devlet destekli bir programdan haberdar olmustum. bildigime gore, bu programla devletin ortakligiyla bir risk sermayesi fonu kuruluyor, birkac sene sonra da devletin elindeki fonlar ozellestirilince bir piyasa ortaya cikiyordu. (google'da aratinca businessweek turkiye'de gecen sene cikmis, israil orneginden dersler cikaran su yaziyla karsilastim: tiklayin.) muhataplari bizi okumazlar ama, sizin de akliniza bununla ilgili bir politika onerisi geliyorsa, yorum bolumunde paylasabilirsiniz.