her geçen gün havaalanı güvenliği biraz daha sıkı ve rahatsız edici bir hal alıyor. açık ve gizli maddi maliyetler de cabası. uçağa binmeden önce, güvenlikten geçerken düşünüyorum. acaba her sene birkaç uçağın havaya uçmasını göze alıp şu güvenlik önlemlerini azaltsak nasıl olur? sadece amerika'da senede milyonlarca uçuş yapılıyor. bunların bir-iki tanesinde bomba patlasa, orada olup ölme ihtimalimiz, karayolu trafiğinde ölme ihtimalimizden ve hatta lotoyu tutturup zengin olma şansımızdan pek yüksek olmasa gerek. gerçekten yüzde yüz güvenlik sağlamaya çalışmalı mıyız? dahası teröristler mevcut önlemleri aşmanın yollarını buldukça, biz de kapıda güvenliği arttırmaya devam mı edeceğiz? sanki uçakla seyahat edenler arasında oylamaya koysak, güvenlik sürekli sıkılaşmaz gibi. tabii, bu hassas bir mesele. ortada ölüm riski var. dahası, terörist eylemlerin siyasi amaçla yapıldığını da dikkate almalıyız. senede bir-iki uçağın havaya uçması demek, teröristlerin senede bir-iki defa dünyaya mesaj vermesi de demek. bu seyahat edenlerin umrunda olmayabilir, ama eminim devletlerin umrundadır.
bunlar aslında dün türkiye'de yapılan ygs sınavıyla ilgili okuduğum bazı haberler üstüne aklıma geldi. geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan bir kopya olayından sonra, ösym güvenlik işini epey bir abartmış. gazetelerin ve internette okuduğum yorumların yalancısıyım, güvenliği eziyet haline getirmiş. burada terör tehdidi, ölüm riski falan yok; sahtekarlık var. sahtekarlıkla mücadelenin de sınav kapısındaki güvenliği abartmaktan daha iyi yolları olmalı. yüz binlerce gence sıkıntı yaşatmak bana makul görünmüyor.