bunu öğrenmek istemiyorum diye düşündüğüm çok olmuştur. misal, ortaokuldaki
beden eğitimi dersinde el-baş amudu diye bir şey öğretmeye çalışıyorlardı.
müfredata koymasalar, o şekilde durmayı öğrenmek şöyle dursun, aklıma bile
gelmez öyle bir duruş. ne işe yarar onu da bilmiyorum, ama sporcu bünyelere bir
egzersiz olarak bir faydası vardır belki. birine istemediği bir şeyi zorla
öğretmeye çalışmak hoş bir şey değil, lakin eğitim sistemimiz buna aldırış
etmiyor. kimi matematik öğrenmez istemiyor, kimi beden eğitimi hareketleri, din
kültürü, felsefe, fizik, edebiyat ve saire.
öte yandan, geriye dönüp baktığımda, faydasını bilmeden (severek ya da
sevmeyerek) öğrendiğim pek çok şey de doğrudan ya da dolaylı bir işime
yaramıştır. türev mesela. matematik; bulmaca, oyun gibi bir şeydi ve bu yüzden
güzeldi ben öğrenirken, ama asıl faydasını mesleğimi öğrenirken gördüm.
ne işimize yarayacak diye bilmeden öğrendiğimiz, ama sonra bir faydası
dokunabilen şeyleri üç gruba topladım.
birincisi, temel bilgi ve beceriler kazandıran şeyler. havuz problemleri
zihinsel, beden eğitimi hareketleri fiziksel beceriler kazandırıp geliştiriyor
(herhalde). tarih, edebiyat, din kültürü dersleri ileride genel kültür olacak
bir sürü şey öğretiyor. mühendis, asker ya da öğretmen olan biri, mesleğine göre
bu bilgi ve becerilerden bazısını doğrudan kullanıyor. diğerleri ise hayatta hiç
beklenmedik bir anda bir işe yarayabiliyor. basit bir çizim yapmak gerektiğinde,
çöp adamdan iyisini yapabilmek, çizime az biraz perspektif verebilmek fena bir
şey değil.
ikincisi, uzmanlık için öğrenilmesi gerekli şeyler. bir şeyi derinlemesine
öğrenirken; çok gerekli görünmeyen, muhtemelen çoğu hiç karşımıza çıkmayacak bir
sürü şey de öğreniyoruz. iktisadin, istatistiğin ve ekonometrinin ve sairenin
teorisini ıcığına cıcığına kadar bilmeden de iktisatçı/ekonomist olarak bir iş
tutulabilir. lakin bu şeyler yeri gelir fark yaratır.
üçüncüsü, becerilerin işaretini veren şeyler. misal, bir bankaya
iş başvurusunda bulunan genetik bölümü mezunu bir genç; ilgili bir eğitim
almamış ve tecrübesi de yok. yine de aldığı eğitim ve derecesine bakarak; akıllı
biri olduğu, analitik düşünme yeteneği bulunduğu, uygun bir iş verilirse
rahatlıkla öğreneceği gibi sonuçlar çıkartılabilir. bu durumda aldığı dersler
mesleğinde bir işe yaramaz; ama onları başarıyla bitirmiş olması onu işe
sokabilir.
özetle, öğrendiklerimiz sandığımızdan çok işe yarıyor. elbette bu her şeyi
öğrenelim demek değil. insanın kapasitesi, zamanı, öğrenmeye ilgisi vs. sınırlı.
dolayısıyla, bir öncelik sıralaması yapmak ve ne öğrenileceğini seçmek lazım.
mümkünse de bunu milli eğitim kafasına göre yapıp dayatmasın.