Küresel büyümedeki yavaşlama karşısında merkez bankaları talep yetersizliği tezi üzerinde durup genişlemeci para politikalarıyla ekonomileri büyütmeye çalışadursunlar, akademik düzlemde üretkenlik artışındaki düşüşe dikkat çeken ve yavaşlamanın kalıcı olabileceğini gösteren bulgular da ortaya konuyor. Bunlardan dikkatimi çekenleri zaman zaman Twitter’da paylaşıyorum. Daha önce Robert Gordon tarafından yazılan "The Rise and Fall of American Growth" adlı kitabın, William Nordhaus tarafından yapılan incelemesini (linki şurada) Twitter’da paylaşmıştım. Burada geçen yüzyıldaki büyük teknolojik atılımların ölçeğinde yeniliklerin artık olmadığı tezi savunuluyordu. Son olarak da ABD’deki demografik dönüşümün ekonomik etkileri üzerine bir paylaşım yaptım. Ama arada kaynamasına gönlüm razı gelmediğinden, daha çok kişiye ulaşması için buna burada da kısaca değinmek istedim.
Yakın zamanda NBER’da yayınlanan makale (kendisi burada, özeti burada), nüfusun yaşlanmasının üretkenlik artışı ve büyüme üzerindeki etkisine dair çarpıcı sonuçlar ortaya koymuş. ABD’de eyaletler bazındaki zengin veri setini kullanan çalışma, sadece yaşlı nüfusun payının artması yüzünden içinde bulunduğumuz dönemde ABD’nin yıllık büyüme oranının 1.2 yüzde puan gibi ciddi bir oranda düştüğünü tahmin etmiş. Bunun yaklaşık üçte ikisi üretkenlik artışındaki yavaşlamadan, geri kalanı da işgücüne katılımdaki düşüşten kaynaklanıyor.
Yaşlanmanın işgücüne katılımın azalması yoluyla büyümeyi düşüreceği zaten biliniyordu. Ama üretkenliği hem de bu boyutta etkilemesi yeni bir bulgu. Bunun sebebi ne peki? Bir defa, yaşlandıkça fiziksel ve zihinsel kapasitenin zayıflamasından kaynaklanan doğrudan bir olumsuz etki var. Buna karşın yaşlıların gençlerde olmayan tecrübe gibi bazı değerli nitelikleri de var. Üretim sürecinde iki grup birbirini tamamladığından, yaşlıların üretkenkenliğinin düşmesi ya da emekli olup işgücünden çıkması gençlerin üretkenliğini de düşürüyor. Yani gençlere etki eden (“spillover” denen) olumsuz bir dışsallık da söz konusu.
Büyümede yaşlanmaya bağlı olumsuz etkinin bu derece büyük çıkmasını şaşırtıcı. Çünkü bu eğer doğruysa, ABD gibi gelişmiş ülkelerde yaşanan büyüme sorunlarının önemli bir ölçüde hızlanan demografik dönüşüme bağlı demektir. Bu da, kısa vadede pratik bir çözümü olmadığından oldukça karamsar bir görüş.
Yakın zamanda NBER’da yayınlanan makale (kendisi burada, özeti burada), nüfusun yaşlanmasının üretkenlik artışı ve büyüme üzerindeki etkisine dair çarpıcı sonuçlar ortaya koymuş. ABD’de eyaletler bazındaki zengin veri setini kullanan çalışma, sadece yaşlı nüfusun payının artması yüzünden içinde bulunduğumuz dönemde ABD’nin yıllık büyüme oranının 1.2 yüzde puan gibi ciddi bir oranda düştüğünü tahmin etmiş. Bunun yaklaşık üçte ikisi üretkenlik artışındaki yavaşlamadan, geri kalanı da işgücüne katılımdaki düşüşten kaynaklanıyor.
Yaşlanmanın işgücüne katılımın azalması yoluyla büyümeyi düşüreceği zaten biliniyordu. Ama üretkenliği hem de bu boyutta etkilemesi yeni bir bulgu. Bunun sebebi ne peki? Bir defa, yaşlandıkça fiziksel ve zihinsel kapasitenin zayıflamasından kaynaklanan doğrudan bir olumsuz etki var. Buna karşın yaşlıların gençlerde olmayan tecrübe gibi bazı değerli nitelikleri de var. Üretim sürecinde iki grup birbirini tamamladığından, yaşlıların üretkenkenliğinin düşmesi ya da emekli olup işgücünden çıkması gençlerin üretkenliğini de düşürüyor. Yani gençlere etki eden (“spillover” denen) olumsuz bir dışsallık da söz konusu.
Büyümede yaşlanmaya bağlı olumsuz etkinin bu derece büyük çıkmasını şaşırtıcı. Çünkü bu eğer doğruysa, ABD gibi gelişmiş ülkelerde yaşanan büyüme sorunlarının önemli bir ölçüde hızlanan demografik dönüşüme bağlı demektir. Bu da, kısa vadede pratik bir çözümü olmadığından oldukça karamsar bir görüş.