24 Aralık 2024 Salı

Demotivasyon kitabı

"Kalk, çalış, başarısız ol!"; davranış bilimleri ve pazarlama uzmanı akademisyen Behçet Yalın Özkara'nın hayata dair düşüncelerini, kişisel deneyimlerine ve çeşitli bilimsel çalışmalara dayandırarak anlattığı kitabı. Temel olarak, insani kusurlar ve toplumsal adaletsizliklerden dem vuruyor; başarısızlık hayatın parçasıdır ve başarı gibi görünen çoğu şey de yanılsamadır tezini savunuyor.

Ne diyor yazar? Bir zamanlar azmedince her zorluğu aşabileceğine inandığını, hayatında bu olmayınca büyük hayal kırıklığına uğradığını anlatıyor. Fakir olduğu için çektiği zorluklar, arkası olmadığı için akademik başvurularda karşılaştığı engeller ona kendince bir aydınlanma yaşatmış. Başarı hikayeleri anlatanları yalan söylemekle suçluyor. Hayattaki eşitsizliklerin, sonunda kimin başarılı kimin başarısız olduğunun asıl belirleyicisi olduğunu söylüyor.  Büyük başarı hikayelerinin arka planında mutlaka bir ahlaksızlık bulunduğunu savunuyor. Tezlerini çeşitli deneysel çalışmaların bulgularıyla desteklemeye çalışıyor. Sonunda, muhtemelen toplumsal düzeni değiştirecek gücü olmadığı için, kolektif bir çözüm önerisi sunmuyor. Tersine, düzeni olduğu gibi kabul edip okuyucuyu bireysel çıkış aramaya yönlendiriyor. Hayatımıza anlam katacak bir iş tutmamızı ve kendi çizgimizi yaratarak ilerlememizi öneriyor.

Bu bir popüler bilim kitabı mı? Hayır. Yazarı bilim insanı olsa da kitabın merkezinde kişisel deneyimler ve sübjektif fikirler var.  Bilimsel çalışmalara atıf yapılıyor ama anlatılanların hepsi genel kabul görmüş gerçekler mi bilmiyorum. Zaten deneysel bulgular dar bir bağlama ve belli koşullara özgüdür. O yüzden bulgular ile ele alınan durumlar arasında kurulan ilişkilere ve yapılan genellemelere şüpheci yaklaşmakta fayda görüyorum.

Peki bu bir kişisel gelişim kitabı mı? O da pek sayılmaz. Kitabın okuyucuya hayatın gerçeklerini gösterip onu aydınlatma gibi bir iddiası var, evet. Fakat ona daha iyi bir gelecek umudu aşılamıyor, çaba göstermesi için ilham vermiyor, işe yarayacak pek bir somut önerisi de yok. Hatta ümit vermemeye özel çaba gösteriyor gibi. Bir yerde pavyonda çalışıp hayatını düze çıkarmaya çalışan bir kadını anlatırken hikayeyi, hayallerini yaşayacağını pek sanmıyorum diye kapatabiliyor. Bireysel bir çıkış yolu olarak, risk alıp farklılık yaratmaktan bahsetmiş, fakat bununla ilgili verdiği kişisel örnekler de yine sonu başarısız olan hikayeler.

O zaman kitap için ne diyelim? Bence deneme en uygun sınıf. Yazar bakış açısını ve özgün düşüncelerini ortaya koymuş. Çözüm üretemese de bir sorun ortaya atıp bunu tartışmış. Üstelik bilimsel konularda herkesin anlabileyeceği bir seviye tutturup samimi bir dil ve akıcı bir üslupla derdini anlatmış. Okuyucu olarak bende ilgi uyandırıp düşünmeye de sevk etti. Bu çerçevede "başarılı" bir eser denebilir.

15 Aralık 2024 Pazar

EYT'nin maliyetini kim ödüyor?

SGK verilerine göre, EYT düzenlemesinin yasalaştığı 2023 yılında yaşlılık aylığı alan kişi sayısı 2 milyon kişi (yüzde 21) artarak 11.5 milyon olmuş. Önceki yıllarda bu sayı 200 bine (yüzde 2) yakın artıyormuş. Aradaki fark EYT'liler. 

Aynı yıl enflasyonla beraber SGK'nın prim gelirleri yüzde 107 artmış. Emeklilere 2023 yılında yapılan maaş ve sağlık ödemelerinin toplamı da buna yakın, yüzde 106 oranında artırılmış. Eskiden de prim gelirleri harcamalarının yaklaşık yüzde 76'sını karşılıyordu. EYT'den sonra da bunu korumuşlar. Nasıl olmuş? Emekli maaşlarına 2023'te bir önceki seneye göre yüzde 62.5 zam yaparak. Bu resmi TÜFE enflasyonu olan yüzde 64.8'in bile altında. Aynı dönemde Türk-İş'in araştırması bir ailenin asgari gıda harcamalarındaki artışı yüzde 77.5 olarak hesaplamıştı. 

Sonuç? Devlet yeni emekli olanların maaşlarını eski emeklilerin maaşını enflasyona eriterek çıkartmış; SGK'nın gelir gider dengesini korumuş. Denge korunmasaydı da maliyet devlet bütçesinden karşılanarak vergi yoluyla toplum geneline veya borç yoluyla sonraki kuşaklara aktarılacaktı. Ancak yükün toplumun ekonomik açıdan en savunmasız kesimine yıkılması ayrıca önemli bir mesele. Hatırlanacağı gibi EYT düzenlemesi 2023 yılındaki seçimlerden önce yapılmıştı. 2 milyon kişiye maaş bağlayıp 9.5 milyon kişiyi fakirleştiren bir uygulamanın iktidara seçim kazandırabiliyor olması ibretlik.

13 Temmuz 2024 Cumartesi

Bir para politikası aracı olarak Jedi zihin hilesi

Jedi zihin hilesi (Jedi mind trick), Star Wars kurgusal evreninde "Jedi"ların kullandığı bir tekniktir. Bu teknik, "Güç"ü kullanarak diğerlerinin düşüncelerini ve eylemlerini etkilemeye ve kontrol etmeye yarar. Jedi, genellikle elini sallayarak ve sakin, otoriter bir sesle konuşarak bir fikri ya da emri hedefteki kişinin zihnine yerleştirir. Bu teknik, zayıf iradeliler üzerinde etkilidir, ancak iradesi güçlü olanlar buna direnç gösterebilir.

Para politikasında merkez bankasının sözlü yönlendirme ile enflasyon beklentilerini yönetmeye çalışması, bana Jedi zihin hilesini anımsatır. Merkez bankası, kamuoyunun gelecekteki enflasyon hakkındaki beklentilerini hedefiyle tutarlı hale getirmek için bir iletişim stratejisi izler. Bununla iktisadi aktörleri enflasyonun hedeflenen patikada ilerleyeceğine inandırıp onların harcama, yatırım ve fiyat belirleme gibi davranışlarını istenilen doğrultuda etkilemeyi amaçlar. Bunu başarırsa, örneğin enflasyonun yükseldiği bir dönemde ücret veya kira pazarlığı yapan taraflar daha düşük bir değerde anlaşabilir. Dayanıklı bir tüketim veya yatırım malını değeri artmadan satın almak isteyenler aceleci davranmayabilir. Tasarrufunun değerini korumak isteyenlerin döviz, altın gibi araçlara yönelme isteği azalabilir. Ekonomideki bu gibi davranış değişiklikleri enflasyonun hedeflendiği gibi düşürülmesine yardımcı olur.

Elbette ki sadece insanları ikna etmeye çalışarak para politikası yürümez. Örneğin, yurt içi mal ve hizmet talebinin arzın ötesinde genişleyip fiyatları yükseltmesi, ticaret açığının genişleyip artan döviz talebinin döviz kurunu baskılaması gibi temel problemleri çözmek için, uygun politika araçlarını yerinde kullanarak eyleme geçmek gerekir. Ayrıca, para politikası iletişimi de boş konuşup göz boyayarak olmaz. Hedefe ulaşmak için hangi eylemlerin izleneceği konusunda bilgi verilmesi gerekir. Zaman içinde uygulanan politikaların söylemle uyumlu olması da gerekir ki, insanların merkez bankasına güveni artsın. Yani, sadece enflasyonu düşüreceğini söylemek yetmez; bunun nasıl olacağını insanların aklına yatacak şekilde ortaya koymak ve gereğini de uygulamak gerekir.

Ekonominin durumu ve işleyişiyle ilgili yeterli bilgiye sahip olan ve öngörülerini bunlara dayanarak mantıksal çıkarımla oluşturan kişiler, Star Wars evrenindeki güçlü iradeli karakterler gibidir. Herkes başlangıçta böyle olmayabilir. Ama bizim gibi enflasyonun alım gücünü kolayca erittiği ve serveti el değiştirdiği bir ülkede insanlar uyanık olmak ve politika yapıcıların verdiği mesajlara şüpheyle yaklaşmak zorunda. Bu da iyi niyetle yapılsalar dahi, Jedi zihin hilelerinin başarı şansını zayıflatıyor.