1 Şubat 2016 Pazartesi

Enflasyonu düşürmek tüketiciyi korumaktır

geçenlerde internet sitelerinde bankaların aldığı hesap işletim ücretleriyle ilgili bir haber vardı (link burada). tüketicilerin haklarını korumak maksadıyla dava açan bir dernek bunlar için yürütmeyi durdurma kararı çıkarmış. karar kesinleşirse bankalar bu ücreti alamayacaklarmış. haberdeki bilgi doğruysa, burada söz konusu olan tutar senelik toplam 10 milyar lira. bu karar doğru mu yanlış mı konusuna girmeyeceğim. benim ilgilendiğim nokta, en az bunun kadar maliyetli başka bir şeyin tüketici derneklerinin gözünden kaçıyor olması. ne bu? enflasyon.

vadesiz hesabınızda ya da cebinizde ihtiyaçlarınızı karşılamak üzere ortalama 1000 lira nakit tutuyorsunuz diyelim. yıllık enflasyon yüzde 8 ise, siz farkında bile olmadan yıl içinde bunun 74 lirasını kaybedeceksiniz. nasıl? bugün 1000 lirayla alabileceğiniz şeyleri, gelecek sene 1080 liraya alabileceksiniz. sahip olduğunuz her 1 liranın alım gücü seneye bugünkü parayla (1000/1080=) 0.926 liranınkine eşit olacak. dolayısıyla kenarda tuttuğunuz 1000 lira alım gücünden (1000-926=) 74 lira kaybedecek. bunun enflasyon yokken hesaptan 74 lira kesmekten sonucu itibariyle farkı yok. fark şekilde; biri gizli gizli eksiltiyor parayı, diğeri alenen.

1000 lirayı burada örnek olsun diye söyledim. şimdi gerçek sayılarla konuşalım. merkez bankasının yayınladığı para arzı verilerine göre, dolaşımdaki para ve vadesiz türk lirası mevduat hesaplarının toplamı 2015 sonunda 200 milyar liranın üzerindeymiş. sene boyunca bu miktar sabit kalsa (ki aslında büyüyecek), enflasyondaki her 1 puanlık artış için cebimizden kabaca 2 milyar lira kadar çıkacak demektir. kime gidecek bu para? bir kısmı parayı yaratan devlete, diğer kısmı enflasyon pozitifken sıfır faizle vadesiz mevduat toplayan bankalara. demek ki enflasyon, ileri ekonomilerde hedeflendiği gibi yüzde 2 olmak yerine, yüzde 8 olunca vatandaşlar yaklaşık 12 milyar lira kaybediyor. tutar hesap işletim ücretinin tasarruf sahibine yüklediği iddia edilen maliyeti aştı bile. lakin enflasyonun maliyeti bu kadar değil.

para ve vadesiz mevduat herhangi bir faiz ödemeyen, enflasyona karşı koruma sağlamayan araçlar. vadeli mevduatlar (ve bono/tahvil gibi sabit getirili tasarruf araçları) enflasyon beklentisinin üzerinde bir faiz sağladıkları için, enflasyondan bir yere kadar koruma sağlarlar. ancak orada da bankaların bunlara karşı tutmak zorunda oldukları zorunlu karşılıkların maliyeti ile enflasyonda yaşanan öngörülemez dalgalanmalar tasarruf sahibinin getirisini düşürebilir.

buraya kadar sadece tasarruflar üzerinden vatandaşa binen yüklerden bahsettik. bunun haricinde enflasyonun kaynakların verimli ve adil dağılımını etkileyen çok sayıda olumsuz etkisi var. mesela bir işçinin ücreti hayatının pahalılandığı oranda artmıyorsa, işçiden işverene reel olarak bir gelir transferi oluyordur. benzer şekilde fiyatlardaki beklenmeyen dalgalanmalar, kira ve borç kontratlarında taraflardan birine diğerinin aleyhine olacak şekilde avantaj sağlar. yüksek seviyelerde enflasyonun oynaklığı da fazladır. bu sadece gelir dağılımını etkilemekle kalmaz, risk primi yaratarak verimsizliklere de yol açar. ekonomideki her türlü tüketim, tasarruf, yatırım kararına; piyasa işlemlerine ve bunların sonuçlarına bozucu etkileri olan enflasyonun sebep olduğu kayıp, aslında yukarıda hesapladığımızın çok üzerindedir.

özetle, enflasyon radyasyon gibi bir şey. fark ettirmeden büyük zararlar verir. tüketici hakları, gelir dağılımı, sosyal adalet ve benzeri konularda duyarlı olanların, fiyat istikrarını ciddiye alması gerekir.

Hiç yorum yok: