Bazen ekonomistlerden bilemeyecekleri şeyleri tahmin etmeleri isteniyor. Merkez bankamızın para politikası kararları bunlardan biri. Yetkili bir merciden güvenilir bir mesaj gelmedikçe, bir iktisatçı en azından kısa vadede merkez bankasının ne yapacağını güçlü bir olasılıkla bilemez.
Bir defa, para politikası kurulu üyelerinin politika tercihleri ve ekonomik değerlendirmeleri bilinmez. Bizde kurul üyeleri ABD’deki gibi kamuoyuna açıklama yapıp iktisadi görüşlerini, tahminlerini, politika duruşlarını açık etmezler. Yer yer yatırımcılarla, ekonomistlerle toplantılar yapsalar da burada görüşlerini değil, merkez bankasının resmi duruşunu ortaya koyarlar. Para politikası metinlerinde de fikir ayrılıkları, (varsa) alınan karara muhalif oylar belirtilmez; tek ses çıkar. Kurul içinde ne tartışmalar yapılıyor; üyeler neleri önemsiyor, nelerden endişeleniyor; kararlar oy birliğiyle mi, oy çokluğuyla mı alınıyor bilinmez.
Ayrıca merkez bankasının fiilen çok da bağımsız olmadığı bir dönemden geçiyoruz ki, bu işleri daha da karıştırıyor. Merkez bankası, yayınlarında enflasyon yüksek para politikasını sıkı tutacağız derken; siyasi iktidar faizler yüksek, düşürüp yatırımı teşvik edeceğiz diyor. Bunlar mevcut şartlarda birbiriyle çelişen söylemler. Hangisini dikkate alacaksın? Gel de çık işin içinden.
Bu durumda fikri sorulan iktisatçı ne yapar? Bir, iktisat teorisine göre ne yapılması gerektiğini söyler. Lakin karar alıcılarınkiyle aynı olmadıktan sonra, (çok yerinde bile olsa) tahmin açısından bu görüşün bir kıymeti yok. Son para politikası kararında, buna göre faizlerin değişmeyeceğini söylemiş bir iktisatçı burada haklı çıkmıştır. Ancak aynı kişi bu mantıkla daha önce birçok defa yanılmış olmalı. İki, geçmişte merkez bankasının ne yaptığına bakabilir. Fakat bu da çok faydalı değil; çünkü hem her kararın kendine özgü şartları var, hem de başkan dahil kurulda köklü değişiklikler olması çok geriye gitmeyi anlamsızlaştırıyor. Bu şekilde, mesela merkez bankası daha önce faiz indirdiği için yine indireceğini tahmin edenler, geçmişte bir çok defa haklı çıktılar ama bu sefer duvara tosladılar.
Peki doğru çıkan tahmin yok mu? Olur elbette. Zaten yazı tura bile atsak, bir faizin değişip değişmeyeceğini yüzde 50 doğru biliriz. Önemli olan veriye dayanan, tutarlı, makul ölçülerde güvenilir (yazı turadan hallice) bir tahmin yönteminin olup olmadığı. Ben diyorum ki yok. O yüzden iktisatçılardan merkez bankamızın o ay ne yapacağını bilmesini beklemek manasız.
Bir defa, para politikası kurulu üyelerinin politika tercihleri ve ekonomik değerlendirmeleri bilinmez. Bizde kurul üyeleri ABD’deki gibi kamuoyuna açıklama yapıp iktisadi görüşlerini, tahminlerini, politika duruşlarını açık etmezler. Yer yer yatırımcılarla, ekonomistlerle toplantılar yapsalar da burada görüşlerini değil, merkez bankasının resmi duruşunu ortaya koyarlar. Para politikası metinlerinde de fikir ayrılıkları, (varsa) alınan karara muhalif oylar belirtilmez; tek ses çıkar. Kurul içinde ne tartışmalar yapılıyor; üyeler neleri önemsiyor, nelerden endişeleniyor; kararlar oy birliğiyle mi, oy çokluğuyla mı alınıyor bilinmez.
Ayrıca merkez bankasının fiilen çok da bağımsız olmadığı bir dönemden geçiyoruz ki, bu işleri daha da karıştırıyor. Merkez bankası, yayınlarında enflasyon yüksek para politikasını sıkı tutacağız derken; siyasi iktidar faizler yüksek, düşürüp yatırımı teşvik edeceğiz diyor. Bunlar mevcut şartlarda birbiriyle çelişen söylemler. Hangisini dikkate alacaksın? Gel de çık işin içinden.
Bu durumda fikri sorulan iktisatçı ne yapar? Bir, iktisat teorisine göre ne yapılması gerektiğini söyler. Lakin karar alıcılarınkiyle aynı olmadıktan sonra, (çok yerinde bile olsa) tahmin açısından bu görüşün bir kıymeti yok. Son para politikası kararında, buna göre faizlerin değişmeyeceğini söylemiş bir iktisatçı burada haklı çıkmıştır. Ancak aynı kişi bu mantıkla daha önce birçok defa yanılmış olmalı. İki, geçmişte merkez bankasının ne yaptığına bakabilir. Fakat bu da çok faydalı değil; çünkü hem her kararın kendine özgü şartları var, hem de başkan dahil kurulda köklü değişiklikler olması çok geriye gitmeyi anlamsızlaştırıyor. Bu şekilde, mesela merkez bankası daha önce faiz indirdiği için yine indireceğini tahmin edenler, geçmişte bir çok defa haklı çıktılar ama bu sefer duvara tosladılar.
Peki doğru çıkan tahmin yok mu? Olur elbette. Zaten yazı tura bile atsak, bir faizin değişip değişmeyeceğini yüzde 50 doğru biliriz. Önemli olan veriye dayanan, tutarlı, makul ölçülerde güvenilir (yazı turadan hallice) bir tahmin yönteminin olup olmadığı. Ben diyorum ki yok. O yüzden iktisatçılardan merkez bankamızın o ay ne yapacağını bilmesini beklemek manasız.