Ekonomimiz çalkantılı bir dönemden geçiyor. Sene başında 3.80 civarında olan dolar kuru çılgın bir şekilde artarak Cuma itibariyle 6'nın üzerine çıktı. Buradan geri gelse bile, yaşanan finansal oynaklığın reel ekonomi açısından ciddi sonuçları olacak. Buraya nasıl geldik konusunu şimdilik atlayalım, bundan sonra ne olabilire bakalım. Bu amaçla bizimle aynı ligde kabul edilen ve yakın geçmişte kur şoku ve yüksek enflasyon yaşamış iki ülkeyi aldım: Brezilya ve Rusya. (Grafiklerde sağ eksen dolar kurunu, sol eksen enflasyon, para politikası faizi ve GSYH büyümesini gösteriyor.)
Brezilya
Brezilya, petrol üreticisi olarak 2014'te petrol fiyatlarının hızla düşmesinden etkilendi. Artan bütçe açığı ve yavaşlayan büyüme sosyal sorunları büyüttü. Yolsuzluk skandalları, büyük sokak hareketleri, siyasi çalkantılar yaşadı. Elbette ABD para politikası, 2015'teki Çin kaynaklı riskler gibi küresel gelişmelerden de çok etkilendi. 2014'ten 15'e para birimi real dolar karşısında sert şekilde zayıfladı. 2013'ten itibaren enflasyon daha yüzde 6'lardayken, enflasyon hedefi yüzde 4.5 olan merkez bankası faizi 11'e çekmişti. Daha sonra döviz kuruna şok geldi, enflasyon yüzde 11'lere çıktı, faiz 14'lere yükseltildi. Sonrasında sıkı para politikasının etkisi ve dünyada iyileşen finansal koşulların desteğiyle bu seneye kadar real istikrarlı gitti. Enflasyon hedefin dahi altına inerken, faizler de ona paralel düşürüldü; büyüme toparlandı. Bu sene Brezilya herkes gibi ABD faiz artırımlarından etkileniyor. Aman aman bir büyüme performansı yok fakat çalkantılı dönemi atlatmış görünüyor.
Brezilya
Brezilya, petrol üreticisi olarak 2014'te petrol fiyatlarının hızla düşmesinden etkilendi. Artan bütçe açığı ve yavaşlayan büyüme sosyal sorunları büyüttü. Yolsuzluk skandalları, büyük sokak hareketleri, siyasi çalkantılar yaşadı. Elbette ABD para politikası, 2015'teki Çin kaynaklı riskler gibi küresel gelişmelerden de çok etkilendi. 2014'ten 15'e para birimi real dolar karşısında sert şekilde zayıfladı. 2013'ten itibaren enflasyon daha yüzde 6'lardayken, enflasyon hedefi yüzde 4.5 olan merkez bankası faizi 11'e çekmişti. Daha sonra döviz kuruna şok geldi, enflasyon yüzde 11'lere çıktı, faiz 14'lere yükseltildi. Sonrasında sıkı para politikasının etkisi ve dünyada iyileşen finansal koşulların desteğiyle bu seneye kadar real istikrarlı gitti. Enflasyon hedefin dahi altına inerken, faizler de ona paralel düşürüldü; büyüme toparlandı. Bu sene Brezilya herkes gibi ABD faiz artırımlarından etkileniyor. Aman aman bir büyüme performansı yok fakat çalkantılı dönemi atlatmış görünüyor.
Rusya da petrol ve doğalgaz ihracatçısı olarak, petrol fiyatlarındaki düşüşten çok etkilendi. Ayrıca 2014'te Kırım'ı ilhak ettikten sonra AB ve ABD'den ciddi yaptırımlar gördü. Hala da türlü diplomatik sorunlar yüzünden yaptırım görüyor. 2014 ortasından 2015 başına kadar ruble karşısında doların değeri ikiye katlandı. Doğal kaynakları sağ olsun, Rusya'nın güçlü döviz rezervleri vardı ama döviz satışları rublenin değer kaybını durdurmadı. Merkez bankası 2014 başında yüzde 5.5 olan faizini yılın sonunda 17'ye kadar çıkardı. Sonrası genel olarak Brezilya'ya benzer. Bir fark, Rus merkez bankasının faizi artırırken de indirirken de daha agresif olması. Bugün, Rusya ciddi yapısal sorunları olan (bunlara para politikasının yapacağı bir şey yok) büyüme potansiyeli düşük bir ülke, ama o da çalkantılı dönemini atlattı.
Buradan ne çıkartabiliriz? Yapısal sorunların üstüne, siyasi riskler ve küresel finansal hareketler geldiğinde, döviz kurlarında hızlı ve büyük dalgalanmalar olabiliyor. Merkez bankaları bu duruma faiz artırarak cevap veriyor. Bu süreçte büyümede geçici bir yavaşlama olması ve bunun sosyal sorunları büyütmesi kaçınılmaz. Ancak istikrar odaklı bir yaklaşımla, bir süre sonra işler normale dönüyor. O yüzden temel prensiplerden şaşmamak, moralleri de bozmamak lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder