13 Nisan 2019 Cumartesi

Yabancı yatırımcı bakana ne sorar?

Hazine ve maliye bakanımız geçen hafta Türkiye'de bir ekonomi planı sundu. Sonra uluslararası bir toplantı için Amerika'ya gitti ve planını bir de orada finansal sermayeye anlattı. İçerideki sunumda soru alınmadı. Zaten uzun zamandır, en azından kameralar önünde, devlet yetkilileri zor sorularla muhattap olmuyor; itirazı olanları dinleyip onları ikna etmeye çalışmıyor. Ecnebi içinse durum farklı. Türkiye ekonomisinin dış finansmana acil ihtiyacı olduğundan, yetkililerimiz her mecrada sıklıkla yabancı yatırımcılarla bir araya geliyor; kimisiyle bire bir görüşüp sorularını cevaplıyor. Hal böyle olunca burada sorulmayan soruların bir kısmı (yabancıların takip ettiği ve ilgilendiği kadarıyla) orada gündeme geliyor. Biz de oradan sızan haberler ölçüsünde bilgileniyoruz. Son toplantıyla ilgili de Reuters ajansı, Albayrak yatırımcıları ikna edemedi diye haber (link) geçti.

Konuşmanın içeriğine dair detay verilmese de finans piyasalarını takip eden biri için nelerin sorulduğunu tahmin etmek güç değil. Önem sırası kişiden kişiye değişebilir ama muhtemelen şunlar öne çıkmıştır:

-Senelerdir savaş, terör, darbe girişimi, OHAL, siyasi gerilim, referandum, bir sürü seçim falan derken ülke riskiniz yükseldi. Türkiye'yi normalleştirmek için ne yapacaksınız?

-Uzayan seçim dönemi yüzünden bütçe disiplinini bıraktınız. Bütçe açığını geçici tedbirler sınırlıyor. Bir de üstüne ekonomi daralmaya başladı. Makroekonomik varsayımlarınızda ve bütçe hedeflerinizde revizyon olacak mı? Bununla tutarlı nasıl bir maliye politikası izleyeceksiniz?

-Rusya'dan S400 alıyorsunuz, hayırlı olsun, fakat ABD yaptırım uygulayacağını söylüyor. Buna karşı Türkiye'nin siyasi planı nedir? Yaptırım gelirse, ekonomik etkilerini hafifletecek bir planınız var mı?

-Geçenlerde geldik dolarımızı sattık, ülkenizden hisse senedi, tahvil aldık. Sonra baktık TL değer kaybediyor, böyle giderse zarar edeceğiz, riski dengeleyelim (hedging yapalım) dedik. Siz bir şey yapmışsınız, vadeli işlemler piyasası karışmış. Para takası (swap) faizleri uçmuş gitmiş. Biz de satabileceğimizi satıp kaçtık. Şimdi ne değişti de tekrar gelelim?

-Döviz kuru ve faiz artışı derken, reel sektörde birçok şirket battı, batmayacak şirketler bile zor duruma düştü. Sağlıklı şirketi batıktan ayıracak, birinciye destek olup ikinciyi tasfiye edecek bir plan hazırladınız mı?

-(Önceki soruyla bağlantılı olarak...) Kamu bankalarına devletin sermaye koyacağı açıklandı. Özel bankaların sermayelendirilmesi için de önlemler alındı. Bu sayede bankalar daha fazla kredi verebilecek, çok güzel. Fakat bu krediler kime gidecek? Firmalara yönelik bir plan yoksa, kredileri büyütmek ileride batıkları da büyütmez mi?

- Finansal göstergelerde (bilumum faizlerde, döviz kurlarında, merkez bankası rezervlerinde vs.) anormal hareketler gözleniyor. Para politikası ve finansal regülasyon şeffaf yürütülmüyor mu?

Ve saire, ve saire... Tabii bunlar dış basında da yer alan, finansal çevrelerin umurunda olan mevzular. Bir de onların doğrudan ilgilenmediği ama ülkenin istikrarını ve refahını ilgilendiren bir sürü şey var. Onların da sorulacağı ve cevaplanacağı günler gelir inşallah.

Hiç yorum yok: