6 Ekim 2010 Çarşamba

Maddi, Manevi Lay Lay Lay…

basbakanin dunya ikincisi olan basketbol milli takimina  verdigi para odulu, tartisma konusu olmustu. bugun de sabah gazetesinin internet sitesinde, aykut kocaman’in futbol milli takimina dagitilan galibiyet primlerinin yuksekliginden sikayet etmesinin tartisildigi bir haber-yorum gozume carpti. etik rehberi adli kosede, milli takim oyuncularina yuksek prim dagitmanin dogru olmadigi savunuluyordu. (yazi icin tiklayin.) bu yazida dikkatimi ceken tez, oyunculari milli maclarda motive etmesi gereken seyin para degil, ulkelerine karsi ahlaki sorumluluklarini yerine getirme gudusu olmasi gerektigiydi. dahasi yazida, isin icine para girince, manevi motivasyonun ortadan kalkabilecegi; bu yuzden, parasal tesvikin fayda yerine zarar verebilecegi savunulmus. cesitli bilimsel arastirmalardan cikan sonuclar, bu teze dayanak olarak sunulmus. yazidan alintilayalim:

Birkaç örnek.. İsviçre'de yapılan bir araştırmada, vatandaşlara yaşadıkları yere zehirli atık dökmek için ricada bulunulmuş. Sonra aynı kişilere, zehirli atığı dökmek için bu kez para önerilmiş. Sonuç: Para söz konusu değilken zehirli atığı kabul edenlerin yarısı, para teklif edilince bundan vazgeçmiş.


Bir araştırma da ABD'den: Deneyi yapanlar, minibüsten ağır bir eşyayı indirmek için sokaktan geçenlerden yardım istemiş.. Sonra sokaktakilere aynı iş için para önerilmiş. Sonuç şaşırtıcı: İnsanlar iyilik olsun diye yardım etmeyi kabul ederken, işin içine para girince çoğu yardım etmek istememiş.


Son örnek İsrail'den: Çocuklarını akşam kreşten almakta geciken anne babaların erken gelmesini teşvik için, geç gelenlere para cezası verilmiş. Sonuç: İşin içine para cezası girince gecikenlerin sayısı artmış.

bu blogu uzun zamandir takip eden okurlarimiz, son ornek hakkinda benim de gecmiste bir yazi yazdigimi hatirlayacaklar. (iste burada.) hakikaten, yapilan deneysel arastirmalar, isin icine maddi bir tesvik unsuru girmesinin ters tepebilecegini gosteriyor. ancak burada sonuclari dogru yorumlamak lazim. bu sonuclar, maddi tesvigin hic onemli olmadigini ya da her zaman ters tepecegini soylemiyor. mesela, ornek verilen son arastirmada, yuksek bir para cezasinin gecikmeleri arttiracagina dair bir kanit sunulmuyor. elde edilen bulgular, baslangicta olmayan ve sonradan konulan kucuk bir para cezasinin, normalde beklenildiginin aksine gecikmeleri arttirdigini gosteriyor. ayrica sonradan ceza kalksa da, gecikmeler eski haline donmuyor. bu sonuclar, maddi tesvigin, manevi tesvigi bozmasi seklinde yorumlanabilir. ancak, buyuk bir maddi tesvigin, manevi tesvikten daha az etkili olacagi ya da var olan maddi tesvigin ortadan kalkmasinin manevi tesvigi guclendirecegi seklinde yorumlanamaz.

basarili sporculara cok yuksek prim vermek, esitlik ve saire gibi sebepler one surulerek elestirilebilir elbette.  ben oralara girmiyorum. ama mesele sporculari tesvik etmekse, bu ise yaramaz diye bir sey yok, bu bir. var olan prim citasini asagi cekmenin manevi duygulari kabartmasi da akla yakin degil, bu iki. cin siseden ciktiktan sonra, onu geri sokmak zor.

8 yorum:

çağatay dedi ki...

sözkonusu sosyolojik deneyler sosyo-ekonomik düzeyleri yüksek topluluklar üzerinde yapılmış ve benzer sonuçlar vermiş ancak buradan tüm toplumlar için genel yargılara varmak imkansız. deneydeki değişkenler önemli. aynı deneyleri pakistan somali arnavutluk gibi ülkelerde yapsaysınız tam tersi sonuçlar almanız da mümkün. şimdi gelelim bizim ülkemize. bizde maddiyat ne kadar tetikleyici unsur. onu bulmak için kendi sosyo-ekonomik düzeyimizi araştırmak gerekli.

Unknown dedi ki...

"birey - birey" örneklemesinden yola çıkarak "devlet - birey" (ya da ulus - birey) tandanslı bir sonuca varmak yanlış olmamış mı?

ekşi iktisat dedi ki...

oyunculara para odulunu devlet yerine, bir isadami da verebilirdi. para odulunu kimin verdiginin oyuncular icin onemli oldunu sanmiyorum. eger kastettiginiz buysa sonat bey.

bu arada, biraz gec yazmis olacagim ama, cagatay bey'in yorumu cok dogru. zaten bu tip deneylerden genel sonuclar cikartilamamasi, bu calismalarin en buyuk handikapi.

Unknown dedi ki...

ah siz iktisatçılar...
biraz da siyaset bilimi açısından bakmak gerek olaya.
şimdi iki satırda nasıl anlatırım bilmiyorum ama devletin ideolojik aygıtları denen bir şey var. yazıdaki örnekleri tam hatırlayamadım yazarken ama bir önceki yorumuma bakınca değinmek istediğim konu beliriyor az buçuk.
aslında verdiğin cevap ile sormak istediğim aynı şey.
bir bireyin devlete vereceği tepki ile başka bir bireye vereceği tepki hiçbir zaman aynı olamaz.

ekşi iktisat dedi ki...

devlet, oyunculara madalya, takdirname, unvan, mevki, makam da verebilirdi. belki vermistir de ama, bunlar yeterli gorulmemis olacak ki, devlet ustune bir de yukluce para odulu verdi. devletten takdirname almakla, isadamindan takdirname almak arasinda fark olmasi akla yakin. devletin kestigi cekle, isadaminin kestigi cek arasinda ciddi bir fark olmasi icinse sebep goremiyorum. o yuzden para odulunun oyunculari daha iyi motive edip etmeyecegi sorusunu, odulu verenin kimliginden bagimsiz ele almanin sorun yaratacagini sanmiyorum. aksini gosteren bilmedigim bir ampirik bulgu varsa, o baska.

Unknown dedi ki...

ampirik bulgu diye kabul eder misin bilmiyorum ama paternalist toplumlarda kutsallaşan devlet, idol haline gelir (aile, okul, din ile) ama işadamı kutsal değil. bu durumda devlet sana (ki burda devlet denilen devletin kurumlarıdır) bu siteyi kapat şu şu kanundan dolayı derse, tırsma oranın benim dememden daha fazla olur.

(işi foruma döndürmek istemem, iktisattan da pek anlamam, hatta kulak tırmalamak da istemem)

ekşi iktisat dedi ki...

bu, onceki yorumda verdigim takdirname ornegine benziyor. buna itirazim yok. yazidaki mevzuysa tamamen, parasal odullerin tesvik edici etkisi uzerine.

Unknown dedi ki...

yazının geneline bi lafım yok zaten de hani konu devletle ilgili ya, o yüzden demiştim.