20 Haziran 2007 Çarşamba

Eğitim, Rant Ekonomisi ve Sosyal Maliyetler

peki neden dershanelere harcanan para ve zaman toplumsal acidan israf? bu da ekonomiturk'teki yazima gelen, dershanelerin egitime pozitif katki yaptigi yonundeki bir yoruma cevabim:

dershanenin varlik amaci ogrenciyi egitmek ya da universiteye hazirlamak degil, sinavda olabildigince cok soru cevaplayip onun olabildigince cok adayin onune gecmesini saglamaktir. bu amaca yonelik ogretimde gercekten okullardan daha etkin ve verimlidirler. ama bizim egitim sisteminden beklentimiz ogrencileri birer test cozme makinasi haline getirmek degil.

okullarimizdaki egitimin cok eksikleri oldugu icin, dershanelerde okulda ogrendiklerinden fazlasini ogrenenler olabilir. ama kimse sinavda cikmayacak bir seyi dershanede ogrenemez, test disinda bir formatla dershanede karsilasmaz. oysa ki turkce ve edebiyat testlerinden tulum cikarmak, bir kitabi okuyup sinifta onu sunmanin ve tartismanin yerine gecmez. matematik testini tam yapmak, ispat yapmayi ogrenmenin yerini tutmaz. ben orta 3'teyken matematik dersinde ispat yapiyorduk; lise sonda birakin ispat yapmayi turevleme tekniklerini ogretmeye calisan hoca bile tepki goruyordu. ayni donemde lise son ogrencileri olarak dershanede lise 1 duzeyinde test sorulari cozuyorduk.

ozetle, dershanelerin egitime kayda deger bir katkilarinin oldugunu dusunmuyorum. ancak ortada bariz bir israf var. niye? egitimi bir pasta, ogrencileri de pastadan pay kapmak isteyen insanlar gibi dusunelim. dershanenin yaptigi ogrencilere pastadan pay almayi ogretmektir. ama yukarida saydigim nedenlerden dershanecilik pastayi buyutmez. pastayi buyutmeyen her kurus harcama da israftir. zira o paranin bir firsat maliyeti, yani pastayi buyutebilecek bir alternatif kullanim alani vardir. uretmeden bolusmeye yonelik bu tip bir duzene biz iktisatcilar rant ekonomisi diyoruz.

ek: burada dershanecilerin bir gunahi yok. dershanelerin varligi bir onceki yazida bahsini ettigimiz asil sorunun nedeni degil, sonucudur. saglikli bir egitim sistemine dogru ilerledikce onlarin sayisi da azalacaktir. bu acidan sektorun zaman icerisindeki gelisimine bakarak egitim sisteminin nereye gittigi konusunda bir fikir sahibi olabiliriz.
ek 2: israf sadece paradan ibaret degil. genclerin, kisisel gelisimlerine pozitif katkisi eser duzeyde olan bir sinava hazirlanmak icin, sanat, spor ve sosyal hayat gibi onemli seylere ayiracaklari zamandan feragat etmeleri; bes gun okula gittikten sonra haftasonlarini da dershanede gecirmeleri de bir israftir.
ek 3: yeri gelmisken sunu da soylemeden gecmeyeyim: yuzbinlerce ogrencinin sahte rapor almasina kayitsiz kalarak, 18 yasindaki insanlara sahtekarligin ulkede gecer akce olabildigini goztermenin maliyetine ise paha bicilemez.

5 yorum:

Alesta dedi ki...

bu yazı üzerinden yaklaşık 10 sene geçmek üzere, bütün blogu baştan sona okumaya başladım bir iktisat doktora öğrencisi olarak, ilk defa bu yazıya yorum yapma gereği hissettim,
dersaneler kapanmış olsa bile "pasta" devam ediyor, ismi değişti, butik lise, x lise vs gibi, gençlerin sanata veya diğer karakter gelişimi için harcayacakları parayı buralara vermesi değişmedi, umarım bir on sene sonra tekrar bu bloga baktığımızda bu gibi sistemi tıkayan unsurların azaldığını görürüz.

selamlar, blog harika, her yaştan/öğrenimden insana faydalı olabilecek şekilde.
yazılarınızın devamını bekliyorum. selamlar

ekşi iktisat dedi ki...

teşekkür ederim yorumunuz ve güzel sözleriniz için.

sorun devam ediyor çünkü dersane sorunun kaynağı değildi, belirtisiydi. sorun eğitim almak isteyen çok insan var ama kaliteli okul/üniversite sayısı az. 10 senede okul ve üniversite sayısı bakımından bir çoğalma oldu gerçi. ama hala kurumlar arasında dağlar kadar fark var ve nereye yerleştiğiniz geleceğiniz için hala çok önemli. dolayısıyla illa ki bir yarış oluşucak öğrenciler arasında.

şimdi biraz kaliteye (nitelikli öğretmen, laboratuvar, teknoloji vs.) yatırım yapmak, ökurumlar arası farkları azaltmak, müfredatı elden geçirmek, merkeziyetçiliği azaltmak gibi reformlar yapmak lazım.

dileğinize katılmamak imkansız, 10 sene sonra daha iyi durumda oluruz umarım.

Alesta dedi ki...

Hazır cevap vermişken sizden bir isteğim olacak, iktisat / uluslararası iktisat doktora öğrencileri için okumadan mezun olmayın diyeceğiniz kitaplar/dergiler nelerdir öğrenmek isterim, teşekkürler.

ekşi iktisat dedi ki...

mesleki olarak daha çok ilgi alanındaki kaliteli güncel makaleleri takip etmelisin. hem yavaş yavaş literatürü öğrenirsin, hem araştırma konusu bulmak için fikir edinebilirsin. bunun en pratik yolu nber email bültenlerine ya da rss'ine üye olmak. ben twitter hesabına da üyeyim. her hafta onlarca yeni makale çıkıyor.

kitap ise herkesin zevkine göre. illa araştırdığın konularda olması da gerekmez. ben anaakım dışında, alternatif çalışmaları eleştirel bir gözle okumayı severim mesela. uluslararası kalkınmada amartya sen "development as freedom", davranışsal iktisata kahneman'ın "thinking, fast and slow"u ilk aklıma gelenler.

onun dışında uluslararası iktisatta krugman'ın 2000 öncesi yazdığı kitapları beğenirdim. eskidi haliyle ama hala bir perspektif verebilir.

Alesta dedi ki...

teşekkür ederim, takip edeceğim, selamlar