7 Mart 2008 Cuma

Oyun-Kurgu

bugunku yazimiz biraz fantastik takilacak. sorumuz su:

uc gun sonra dunyaya bir goktasinin carpacagini ve hayatin sona erecegini ogrensek ne olurdu? bu gibi durumlarda bilim-kurgu filmlerinde bir kargasa, kaos ortami olusur. dukkanlar yagma edilir; can, mal, irz, namus guvenligi ortadan kalkar falan. neden?

soyle bir dusunce bunu aciklayabilir: dunyanin sonuna uc gun kalmis. polisi, askeri, savcisi, hakimi herkes kendi derdinde; bir de suclularla mi ugrasacaklar? ise gelmeyen polise disiplin sorusturmasi mi acilacak mesela? bunu bilen insanlar, sokaklarda guvenlik zaafiyeti olusmasini bekleyip buna gore hareket edeceklerdir. yani suclular sokakta kendilerini durduracak kadar polis ya da asker olmadigini gorup sokaklara akarlar. onlari durduramayacak kanun adamlari da, silahlarini alip kendi ailelerini korumanin derdiyle evlerine kosarlar. al sana bir bayesyen nash dengesi.

isin ilginci bu akil yurutmeye dayanilarak uretilen bilimkurgu eserlerinin kendileri de bir meteor dunyaya carptiginda neler olacagini insanlara ogretiyor olabilirler. yani bu eserler, insanlar arasinda bir onceki yazida bahsettigimiz turden bir iletisim sagliyor olabilirler. eger oyleyse, daha once hic dunyanin sonunu gormemis insanlar, diger insanlarin bilim-kurgu eserlerinde anlatildigi gibi davranacaklarini bekleyebilirler. o zaman isareti alan suclular sokaklara akar; kanun adamlari kendi dertlerine dusup evde kalirlar. al sana karsilikli bagimli denge (correlated equilibrium).

tabii oyle bir durumda, kanun adamlari ya da eline silah alip kendini ve cevresindekileri korumaya calisacak insanlar, suclulara karsi siddet kullanmaktan sakinmayacaklardir. tipki gozlerini karartan suclularin bundan cekinmeyecekleri gibi. yani ortama orman kanunu hakim olacaktir. aslinda boyle bir durumda en dogal cozum bu olabilir. yani herkes belinde silahla dolassa ve bir baskasina saldiran saldirdigi insanin kendini koruyacagini bilse, belki bir nebze asayis saglanir.

neyse, kanun duzeni uzerine gereginden cok konustuk. bir de yazili olmayan, kanuni yaptirimi bulunmayan toplumsal kurallar var tabii. toplum duzeninin onemli bolumunu de aslinda bunlar sagliyorlar. bazen soz senetten degerlidir, degil mi? baska bir yazida bu duzenin nasil ayakta durdugundan bahsedecegiz. bunu yaparken tekrarli oyunlarla toplumsal duzen arasinda baglanti kurmaya calisacagiz. yakinda...

3 yorum:

Unknown dedi ki...

"tabii oyle bir durumda, kanun adamlari ya da eline silah alip kendini ve cevresindekileri korumaya calisacak insanlar, suclulara karsi siddet kullanmaktan sakinmayacaklardir"

Bence boyle bir durumda birbirlerini taniyan kanun adamlari ve onlarin yakinlari ailelerini bir araya getirip, topluluk halinde savunma yapmaya calisirlardi.. Stratejileri lokal maksimum elde etmek olurdu..Bu gruplar guvendikleri insanlari kabul edip, kristal hesabi buyurlerdi..

Ancak bu teori oyun teorisine uyar mi bilmiyorum..

Saygilarimla,
L.A

ekşi iktisat dedi ki...

olabilir tabii. neden olmasin? tabii burada catisan cikarlar yok, tum kanun adamlari icin faydali bir anlasma var. guvenilir insanlar birbirlerini bulup taniyabildikleri muddetce, isbirligi yapmalari tek baslarina hareket etmelerinden (autarky) daha iyi olacaktir. yalniz burada guvenilir insanlari ayirt etmede asimetrik bilgi sorunu ortaya cikar. herkes icerideki guvenli ortamdan faydalanmak ister, ama iceriye guvenilmez insanlar da dolarsa her sey berbat olur. o yuzden disaridaki suclular herhangi bir sekilde birlesip buyuk tehlike yaratmadiklari surece bu guvenli gruplarin kucuk kalmak isteyeceklerini saniyorum.

Alesta dedi ki...

çok güzel bir örnek için bkz: the walking dead.