4 Temmuz 2015 Cumartesi

Güney Kore olamama vergisi

geçenlerde ekonomi bakanı elektronik ürünlere ek vergiler konacağını, bunların ticaretine kısıtlamalar getirileceğini duyurmuştu (misal: hürriyet'in haberi). sebep yerli üreticinin ithal ürünlerle rekabet edememesi. bir takım gerekçeler de sunulmuş, anti-damping gibi. yani, yabancı şirketler rekabeti bozucu hareketlerde bulunuyor, ya da onların devletleri şirketlerine destek çıkıyor, bu yüzden haksız rekabet ortaya çıkıyor demek isteniyor. geçerli olan-olmayan başka gerekçeler de vardır muhakkak korumacılığa destek çıkan.

benim aklıma ise şu geliyor: ülkemizin bilim ve teknoloji altyapısıyla (eğitim sistemi, akademik kurumları, ar-ge faaliyetleri vs.) gelişmiş ülkeler arasında dağlar kadar fark varken, damping midir asıl sorun yaratan?

bunu düşünürken zamanında bir vesileyle yaptığım aşağıdaki grafik geldi aklıma. ortaöğretimdeki öğrencilerin temel becerilerinin uluslararası karşılaştırmasını yapmayı sağlayan pisa testlerinde, oecd ülkelerinin durumunu görüyoruz burada. güney kore, japonya ve finlandiya tepede; yani samsung, sony ve nokia'yı çıkaran ülkeler. biz dipteyiz. abd de nispeten başarısız ama onlar beyin göçüyle kapatıyorlar herhalde arayı.





pisa testi eğitimin kalitesini yansıtan bir gösterge. bunun dışında, ortalama eğitim süresi, üniversite eğitimi görmüş insan oranı, nitelikli akademik makale ve patent sayısı gibi çok sayıda istatistik gösterebiliriz ülkemizin durumunun parlak olmadığını anlatmak için. yeterince bilim yapamayan bir ülkenin firmalarının teknolojik ürünlerde rekabetçi olmamaları da şaşırtıcı değil.

elbette bu istatistikleri düzeltecek eğitim-bilim-teknoloji politikaları bizi gelişmiş ülkeler düzeyine uzun vadede (belki bir 30 senede) getirebilir. o arada hiç teknolojik ürün üretemeyiz diye bir şey yok. ülkenin mevcut kaynaklarıyla bile, girişimciler çıkıp başarılı ürünler ortaya koyabilirler. ancak, genel bir teknolojik atılım için makro düzeyde bir gelişim sağlamalıyız. son haberlerde gördüğümüz türden etkisi belli sektörlerle sınırlı mikro politikaların, hele rekabetçiliği teşvik etmek yerine caydırarak, bunu sağlayamayacağı açık.

sonuç olarak, maliyeti hepimize yansıyacak, faydası büyük ölçüde korunan firmalarla sınırlı kalacak, muhtemelen kaynak israfına yol açacak ve belki çok uzun süre yürürlükte kalacak korumacı bir devlet müdahalesiyle karşı karşıyayız. dikkat!

(korumacılık üzerine daha detaylı yazasım var zamanım olursa. bakalım, kısmet...)

1 yorum:

Alesta dedi ki...

yazıya ait grafik 2012 senesine ait, sene 2016 durum değişmemiş...