Helikopter para, aslen para teorisinde kullanılan bir metafor. Bazı teorik modellerde paranın karşılıksız basılıp insanlara dağıtıldığı varsayılır. Herhalde işe biraz renk katmak için, buna parayı helikopterden atmak denmiş. İlk kullanan meşhur parasalcı iktisatçı Milton Friedman. Pratikte tabii ki para politikası böyle uygulanmaz. Ancak meramını anlatmak için, gerçekçilikten uzaklaşmak pahasına teoriyi sadeleştiren iktisatçılar böyle varsayarlar.
Şimdilerde küresel kriz sonrası toparlanamayan ekonomilerde, para basılıp insanlara karşılıksız dağıtılması ciddi ciddi konuşulmaya başlandı. Yalnız burada şöyle temel bir problem var. Dünyanın hiçbir yerinde merkez bankasının mali otoriteyi yok sayarak, insanların cebine kafasına göre para koyabileceğini sanmam. Bir yasal boşluk varsa bile, öyle politika yapılmaz. Bu uygulanacaksa, yasal zemini oluşturulmalı ve mali kurumları yöneten siyasi iktidarın gözetiminde yapılmalı. Bu durumda basılan para vergi iadesi ve sosyal transferlerle vatandaşa dağıtılabilir ya da belki kamu tüketimine harcanabilir. Aslında bunların hepsi, merkez bankalarının bağımsız olmadığı dönemlerde hep yapıldığı gibi, kamu açığı verip finansmanın merkez bankası kaynaklarından sağlanmasıyla eşdeğer. Geçmişte bizim gibi ülkelerin başına yüksek enflasyonu bela eden bu uygulamanın, düşük enflasyondan muzdarip ülkelerde kurtarıcı olacağı umuluyor.
Mesele şu ki, devletler mali genişlemeye hazır olsalar, bunu bugüne kadar tahvil ihraç ederek yapabilirlerdi. Merkez bankalarının tahvil alımları sayesinde uzun vadeli faizler günümüzde çok düşük seviyelerde; hatta bazı ülkelerde ekside. Bu ortamda devletler ucuza borçlanma fırsatından yararlanıp özellikle altyapı yatırımlarına para harcayarak ekonomilerini canlandırmaya çalışabilirlerdi. Bunu yapmadılarsa iki sebebi var. Bir, geçmişte alınan borçlardan dolayı kamunun borçluğu yüksek. İki, genişlemeci maliye politikasının önünde siyasi engeller var.
Merkez bankası yükümlülüğü olan parayı kamu borcuna dahil etmezseniz, helikopter yoluyla belki birinci sorunu şeklen aşarsınız; lakin genişlemeci maliye politikalarına olan direnç yerinde duracak. Düşük faizler tasarruflarımızın getirisini düşürüyor diye itiraz eden, borç krizinde Yunanistan'ı inim inim inleten Almanlar şimdi karşılıksız euro basılıp harcanmasına elbette razı gelmeyecekler. Amerika'nın muhafazakarları da bunu zinhar kabul etmezler. Dolayısıyla, kimse heveslenmesin, bu iş yaş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder