Lübnan’da son dönemde siyasi ve toplumsal çalkantılara da yol açan derin bir ekonomik kriz yaşanıyor. Ödemeler dengesi, kamu borcu, bankacılık, reel sektör krizi ne ararsanız var. Ben de bir vesileyle burada ne oluyor diye IMF raporları ve çeşitli internet kaynaklarından araştırdım. Buradan da paylaşmak istedim. Olayları görüp ne oluyor bu memlekette diye düşünen varsa, belki anlamasına yardımcı olur.
- Ülke uzun yıllardır çok yüksek bütçe ve cari işlemler açığı (“ikiz açık”) sorunu yaşıyor. 2019’da GSYH’ye oranla bütçe açığı %10.7, cari açık %20.1 oldu. Kamu borcu da GSYH’nin %150’sinin üzerine çıktı.
- Lübnan’da devlet borçlanmayı bankalar üzerinden yapıyor. Merkez bankası da yerli ve yabancı para cinsi tahvilleri gerektiğinde satın alarak mali genişlemeye destek oluyor.
- Bankalar finansmanı çoğunlukla yurtdışındaki Lübnanlılardan topladığı dolar cinsi mevduatla sağlıyor. Dolayısıyla, cari açığı finanse eden sermaye girişi de mevduat yoluyla oluyor. Bankacılık sektöründe dolar mevduatların toplama oranı %70’lerde.
- Kamu borçlanma ihtiyacı sebebiyle dolar faizi yüksek, merkez bankası yerel para faizini de yüksek tutuyor. Buna rağmen mevduat girişlerinde yavaşlama daha 2018’de başladı. Ardından kredilerde yavaşlama ve bankaların tahsili gecikmiş alacaklarında artış yaşandı.
- Büyüme hızı; düşük verimlilik, iç karışıklıklar, diplomatik sorunlar, Suriye savaşı ve mülteci akını gibi olumsuz etmenler yüzünden uzun yıllar yavaş kaldı. GSYH 2010-18 arası ortalama %2 büyüdü.
- Daha kriz öncesinde IMF, kamu borcunun sürdürülebilir olması için GSYH’nin %4.5’i oranında bir faiz dışı fazla gerektiğini söylüyordu. Bir dizi yapısal reform önerisinin yanında, IMF yolsuzluğun yaygınlığından ve acil önlem alınması gerektiğinden bahsediyordu.
- Lübnan 2018 yılında aralarında ABD, AB ülkeleri ve Suudi Arabistan gibi çeşitli taraflardan oluşturan bir konsorsiyumdan, kalkınma projelerinde kullanılmak üzere 11 milyar dolarlık kredi sözü aldı. Lakin bu kaynak gerekli reform şartları sağlanmadığından daha gelmedi.
Bunlar Lübnan ekonomisinin son derece kırılgan bir yapıda olduğunu açıkça gösteriyor. Sonrasında yakın dönemde yaşanan gelişmelerse şöyle:
- 2019 sonundan itibaren mevduat girişinin azalmasıyla ülkenin finansman sıkıntısı arttı ve koronavirüs salgınından sonra iyice ağırlaştı.
- Kamu borç senetleri, merkez bankası parası ve döviz rezervleriyle daha çok satın alınmaya başlandı.
- Mart ayında Lübnan dış borç ödemesini yapamayarak, tarihinde ilk defa temerrüde düştü.
- Döviz sıkışıklığından bankalar mevduat sahiplerine dövizle ödeme yapamaz hale geldi. Yerel para ile ödeme yapılsa da resmi döviz kuru düşük olduğundan, bu durum mevduat sahibinin kayıp yaşamasına yol açtı.
- Hükümet kamu borcunun bir kısmını silerek yeniden yapılandırmayı planlıyor. Yerel bankaların varlıklarının %70’i devlet tahvili olduğundan bu durum bankacılık sistemini zora sokacak; banka hissedarları, mevduat sahipleri ve diğer borç verenler külfeti paylaşacaktır.
- Hükümet 10 milyar dolarlık bir mali destek paketi için IMF’ye başvurdu. Ayrıca 2018’de söz verilen kalkınma desteğini almak için de hala ümitliler.
- IMF, 2020 yılında Lübnan için GSYH’de %12 daralma, %17.5 oranında enflasyon, GSYH’nin %15.3’ü kadar bütçe açığı ve %12.6’sı kadar cari açık tahmin ediyor.
Görüldüğü gibi beterin beteri var. Tabii Lübnan’a bakıp çıtayı çok aşağı koymamalıyız. Bizim için mesele sadece ayakta kalmak değil. Hedefimiz, önce sağlık krizini, sonra da yol açtığı ekonomik maliyetleri aşıp ülkemizi makul ve sürdürülebilir bir kalkınma yoluna sokmak olmalı. Onun için de yapılacak çok şey var.
Lübnan hakkında daha fazla bilgi için, yazıda faydalandığım aşağıdaki kaynaklara bakabilirsiniz:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder