İş çevrimlerini yumuşatmaya yönelik makroekonomik politikalar güncel verilere dayanarak belirlenir. Politika yapıcıların bunları doğru olarak ve zamanında uygulayabilmesi, iktisadi aktörlerin de uygulanacak politikaları öngörebilmesi için ekonominin mevcut durumunu eş zamanlı olarak takip edebilmeleri önemlidir.
Reel ekonomi açısından başlıca gösterge GSYH'dir. Fakat GSYH üç ayda bir açıklanır ve gecikmeli gelir. Örneğin, geçtiğimiz hafta Türkiye'nin üçüncü çeyrekteki (yani Temmuz-Eylül dönemi için) GSYH verileri açıklandı. İkinci çeyrekte pandemi yüzünden geçen yılın aynı çeyreğine göre yaklaşık %10 küçülen ekonominin, bu sefer %6.7 oranında büyüdüğü bildirildi. Önemli bir gelişme, fakat bu aslında dünün haberi. Peki bugünkü durumu ne? Bunu GSYH ile korelasyonu yüksek ve ondan erken açıklanan verilere (öncü göstergelere) bakarak kestirebiliriz.
GSYH'nin pratik ve güçlü bir göstergesi sanayi üretim endeksidir. Aşağıdaki bu göstergenin GSYH ile ilişkisi görülüyor. GSYH büyümesi 3 aylık olduğu için, burada sanayi üretiminin de üç aylık ortalamasını alıp önceki yılın aynı dönemine göre yüzde değişimini hesapladım. Arada yüksek korelasyon olduğu açık. Dolayısıyla, sanayi üretimi verileri açıklandıkça şöyle bir grafiğe bakarak bile ekonominin hızlanıp yavaşlaması konusunda fikir edinebiliriz. Dileyen basit bir lineer regresyon modeliyle (otokorelasyona dikkat ederek) sayısal tahmin üretebilir. (TCMB gibi büyük kurumlar ve profesyonel iktisatçılar daha çok sayıda öncü veriyi girdi olarak kullanan modelleriyle daha sofistike tahminler yapıyorlar.)
Sanayi üretim endeksi yaklaşık 1.5 ay gecikmeyle açıklanır. Yani Ekim ayındaki sanayi üretimini Aralık ortasında öğreneceğiz. Hala bir miktar gecikme var ama bu Mart başında açıklanacak Ekim-Aralık dönemi GSYH'sinden çok daha az. Kriz dönemlerinde birkaç ay büyük fark yaratır. Örneğin, ikinci çeyrek GSYH'si Eylül başında açıklanmıştı ve ekonomi %10 küçülmüştü. Oysa grafikten de görüleceği üzere, Eylül ortasında açıklanan Ağustos ayı sanayi üretim endeksine bakanlar büyümenin hızla pozitife döndüğünü gördüler ve geçen hafta açıklanan yüksek büyüme oranına da şaşırmadılar.
Peki daha erken dönemi nasıl bilebiliriz? Bunun için sanayi üretimiyle ilişkisi güçlü ve ondan önce açıklanan verilere bakmalıyız. Bu amaçla merkez bankası, TÜİK ve özel kurumlar tarafından hazırlanan (çeşitli güven endeksleri, kapasite kullanım oranı vb.) birçok veri var. Aşağıdaki grafikte, bunlardan reel sektör güven endeksi, yıllık sanayi üretim endeksi artışıyla beraber görülüyor. Endeksin referans seviyesi (normali diyebiliriz) 100 olduğu için, grafiği değerlerden 100 çıkartarak çizdim. Bu endeks merkez bankasının imalat sanayiindeki firmalarla yaptığı anket sonuçlarına dayanır ve aynı ayın son haftası açıklanır. Dolayısıyla daha ay bitmeden sanayideki mevcut durumu bize yansıtır. Bu sene endekse bakanlar Mayıs'ta (grafikteki dip nokta) sanayide büyük bir çöküş olduğunu, Temmuz'da işlerin büyük ölçüde normale döndüğünü gördüler. Sanayi üretiminin bunları teyit etmesi yaklaşık 1.5 ay gecikmeyle oldu ki, o zamana çok şey değişmişti. Bugün bakınca, endeks Kasım ayı itibarıyla ekonomide ne belirgin bir yavaşlama ne de hızlanma olduğunu gösteriyor.
Reel ekonomi açısından başlıca gösterge GSYH'dir. Fakat GSYH üç ayda bir açıklanır ve gecikmeli gelir. Örneğin, geçtiğimiz hafta Türkiye'nin üçüncü çeyrekteki (yani Temmuz-Eylül dönemi için) GSYH verileri açıklandı. İkinci çeyrekte pandemi yüzünden geçen yılın aynı çeyreğine göre yaklaşık %10 küçülen ekonominin, bu sefer %6.7 oranında büyüdüğü bildirildi. Önemli bir gelişme, fakat bu aslında dünün haberi. Peki bugünkü durumu ne? Bunu GSYH ile korelasyonu yüksek ve ondan erken açıklanan verilere (öncü göstergelere) bakarak kestirebiliriz.
GSYH'nin pratik ve güçlü bir göstergesi sanayi üretim endeksidir. Aşağıdaki bu göstergenin GSYH ile ilişkisi görülüyor. GSYH büyümesi 3 aylık olduğu için, burada sanayi üretiminin de üç aylık ortalamasını alıp önceki yılın aynı dönemine göre yüzde değişimini hesapladım. Arada yüksek korelasyon olduğu açık. Dolayısıyla, sanayi üretimi verileri açıklandıkça şöyle bir grafiğe bakarak bile ekonominin hızlanıp yavaşlaması konusunda fikir edinebiliriz. Dileyen basit bir lineer regresyon modeliyle (otokorelasyona dikkat ederek) sayısal tahmin üretebilir. (TCMB gibi büyük kurumlar ve profesyonel iktisatçılar daha çok sayıda öncü veriyi girdi olarak kullanan modelleriyle daha sofistike tahminler yapıyorlar.)
Sanayi üretim endeksi yaklaşık 1.5 ay gecikmeyle açıklanır. Yani Ekim ayındaki sanayi üretimini Aralık ortasında öğreneceğiz. Hala bir miktar gecikme var ama bu Mart başında açıklanacak Ekim-Aralık dönemi GSYH'sinden çok daha az. Kriz dönemlerinde birkaç ay büyük fark yaratır. Örneğin, ikinci çeyrek GSYH'si Eylül başında açıklanmıştı ve ekonomi %10 küçülmüştü. Oysa grafikten de görüleceği üzere, Eylül ortasında açıklanan Ağustos ayı sanayi üretim endeksine bakanlar büyümenin hızla pozitife döndüğünü gördüler ve geçen hafta açıklanan yüksek büyüme oranına da şaşırmadılar.
Peki daha erken dönemi nasıl bilebiliriz? Bunun için sanayi üretimiyle ilişkisi güçlü ve ondan önce açıklanan verilere bakmalıyız. Bu amaçla merkez bankası, TÜİK ve özel kurumlar tarafından hazırlanan (çeşitli güven endeksleri, kapasite kullanım oranı vb.) birçok veri var. Aşağıdaki grafikte, bunlardan reel sektör güven endeksi, yıllık sanayi üretim endeksi artışıyla beraber görülüyor. Endeksin referans seviyesi (normali diyebiliriz) 100 olduğu için, grafiği değerlerden 100 çıkartarak çizdim. Bu endeks merkez bankasının imalat sanayiindeki firmalarla yaptığı anket sonuçlarına dayanır ve aynı ayın son haftası açıklanır. Dolayısıyla daha ay bitmeden sanayideki mevcut durumu bize yansıtır. Bu sene endekse bakanlar Mayıs'ta (grafikteki dip nokta) sanayide büyük bir çöküş olduğunu, Temmuz'da işlerin büyük ölçüde normale döndüğünü gördüler. Sanayi üretiminin bunları teyit etmesi yaklaşık 1.5 ay gecikmeyle oldu ki, o zamana çok şey değişmişti. Bugün bakınca, endeks Kasım ayı itibarıyla ekonomide ne belirgin bir yavaşlama ne de hızlanma olduğunu gösteriyor.
Peki ay sonunu beklemeden, ekonomik durumun hafta hafta, gün gün, hatta saat saat tahmini yapılabilir mi? Teknik zorlukları bir yana, büyümeyle ilişkisi olan ve yüksek frekansta yayımlanan (bankacılık verileri, elektrik tüketimi gibi) verileri kullanarak bunu yapmak mümkün. Normal zamanlarda birçok sebebi olabilecek kısa süreli hareketleri takip etmek gereksizdir, fakat pandemi döneminde bu verilere bakmak anlamlı oldu. Örneğin, Türkiye'de pandemi konusunda önlemler Mart ortasında sıkılaştı. Ertesi hafta merkez bankasının haftalık banka ve kredi kartı harcama verilerine bakanlar, harcama tutarının neredeyse üçte bir oranında azaldığını gördüler. O dönemde pandeminin ekonomiye etkisini kestirmeye çalışanlar için, tek somut veri olarak bu oldukça değerliydi. Bugün de tekrar sıkılaşan sağlık tedbirlerinin ilk etkileri konusunda yüksek frekanslı göstergeler bilgi verecektir.
Yüksek frakanslı verilerde mevsim ve takvim etkilerini ve parazit (noise) yaratan hareketleri arındırmak teknik olarak zordur. Sağlıklı analiz uzmanlık gerektirir. Merkez bankasının bu konuda (linki şurada) bir çalışması var. Çalışmada bu verileri kullanan bir ekonometrik modelle büyüme tahmini yapılıyor. Üstelik burada kamuya açık olmayan kimi veriler de kullanılıyor. Ne yazık ki, merkez bankası bu modele dayanan tahminleri eş zamanlı olarak kamuoyuyla paylaşmıyor. Fakat enflasyon raporunda model sonuçlarıyla ilgili sonradan bilgi verildi. İleride bu tahminleri eş zamanlı olarak da paylaşırlarsa, faydalı olur diye düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder