Kripto paralar, merkezi bir otoriteye gerek duymadan, şifrelenerek bir bilgisayar ağı üzerinde kayıtları tutulan dijital varlıklardır. Bunların yaygınlaşmasının yerleşik para ve bankacılık sistemlerine ne etkisi olabilir? Politika yapıcı ve düzenleyici kurumlar buna nasıl cevap verebilir? Merkez bankaları kendi dijital paralarını çıkarınca ne olabilir? Bunlara kısaca değineceğiz.
Kripto varlıklar, para olarak düşünülmüş olmakla beraber, henüz paranın fonksiyonlarını yeterince yerine getirmiyorlar. Nedir paranın fonksiyonları? Hesap birimi (unit of account), değişim aracı (medium of exchange) ve değer saklama aracı (store of value) olmaktır. Birincisi, fiyatların belirlenmesi ve işlemlerin muhasebeleşmesinde kripto paraların hesap birimi olarak kullanılması henüz gerçekleşmedi. Yani, bir ödeme yapıldığında tutar dolar, euro gibi yasal para birimleri üzerinden belirlenip ilgili kripto para birimine çevriliyor. İkincisi, mal ve hizmet alım satımında, ücret ödemesi ve kar dağıtımında, borçlanma ve borç ödemede, vergi ödemede ve benzeri ekonomik işlemlerde kullanımları, dünya genelinde yaygınlaşmakla birlikte hala sınırlı. Üçüncüsü, insanlar kripto paraları çoğunlukla spekülatif davranarak, yani değerinin gelecekte artacağı beklentisiyle alıyorlar. Bu açıdan bir değer saklama aracı olarak kullanıldıkları söylenebilir. Fakat diğer özellikleri sağlamayan, ekonomik değeri olan başka bir varlığa dayanmayan, istikrarını koruyacak bir merkez bankasının da olmadığı, bu yüzden fiyatı çok sert dalgalanan bir varlık, uzun vadede makbul bir değer saklama aracı olabilir mi, şüphe götürür. Dolayısıyla, kripto paraların geleceği spekülasyondan ziyade değişim aracı olarak rağbet görmelerine bağlı olacak diye düşünüyorum.
Değişim aracı olmak neden önemli? Çünkü ekonomik işlemleri gerçekleştirmek için bir miktar para tutmak zorunludur. Likit olmayan (kolayca paraya çevrilemeyecek) servet ödeme ihtiyaçlarını karşılamaz. Bu yüzden insanlar cüzdanlarında kağıt para, bankada mevduat hesabı bulundururlar (mevduat da resmi paraya dayanarak bankaların yarattığı bir paradır). Bunlar kişisel tercihlere ve ihtiyaçlara göre yerli veya yabancı para cinsinden olabilir. Yarın öbür gün kripto paralar değişim aracı olarak yaygınlaşırsa, insanlar bu amaçla onları da talep edip sanal cüzdanlarında tutacaktır. Böylece onların da kağıt para ve mevduat gibi bir kullanım değeri oluşacaktır.
Kripto varlıklar değişim aracı olarak yaygınlaşabilir mi? Kısa vadede bunun önünde ciddi engeller var. En başta, fiyatları düzenleyen bir merkez bankası olmadığı için, bugün bu varlıklarda spekülasyon ve fiyat oynaklığı çok büyük. Bu da ticarette kullanımınlarını caydıran riskler yaratıyor. Buna rağmen kripto paralar tercih edilecekse, kullanıcıları için alternatiflerine göre büyük avantajları olmalı. Meşru bir faktör, banka gibi aracıları ortadan kaldırarak işlem maliyetlerini azaltmaları ve yeni finasman yöntemlerinin oluşmasını kolaylaştırmaları olabilir. Gayrimeşru bir faktör ise, kayıtdışı ve hatta yasadışı işlemlerin bu yoldan rahat yapılabilemesi olabilir. Ancak gayrimeşru kullanım alanları yasal kurumların önlem almasını gerektireceği için, (ne kadar etkili olacak bilinmez ama) buna yönelik düzenlemelerin gelmesi kaçınılmaz.
Kamu otoritesi açısından kripto paraların yarattığı tek sorun vergi kaçağı ve kara para değil. Bunların yaygınlaşması dolarizasyon etkisi yapıp para politikasının etkinliğini de azaltabilir. Uluslararası bir şirket ya da yerel bir holding gibi, itibarlı bir özel kurumun kendi kripto parasını başarıyla dolaşıma soktuğunu varsayalım. İnsanların bunu kullanarak kredi aldığını, alışveriş yaptığını, ödemelerini gerçekleştirdiğini, bunu diğer para birimleriyle serbestçe değiştirebildiğini düşünelim. Bu para sadece şirket ve müşteriler tarafından değil, üçüncü kişilerce de kullanılabilir. Şirket bastığı parayla merkez bankasına rakip olup senyoraj geliri elde eder. Bu da merkez bankası için hem gelir kaybına, hem de kontrolü dışında işleyen ve kendi politika araçlarıyla ekonomiyi yönetme kabiliyetini sınırlayan bir parasal sistem oluşmasına yol açar.
Dahası, söz konusu şirketin para yaratarak üretken yatırımları finanse ettiğini düşünelim. Bu durumda parayı reel bir ekonomik faaliyete dayandırmış olur. Bu yatırımın getirisi üzerinden para tutanlara faiz ödemek suretiyle parasının istikrarını artırabilir ve ona talebi artırabilir. Bu yolla ticari bankaları aradan çıkararak, küçük yatırımcının tasarruflarına doğrudan ulaşan bir yatırım bankasına dönüşür. O zaman bankacılık sistemi de değişir. Mevcut sistemde yaratılan ve dayandığı merkez bankası parasının kat kat üzerinde olan banka mevduatları (inside money) daralır. Bu hayırlı da olabilir. Çünkü aşırı büyük para ve kredi genişlemelerinin yol açtığı istikrarsızlıkların giderilmesi daha sağlıklı bir finansal sistem yaratabilir.
Bunlar bugünden yarına olacak şeyler değil. Ekonomi bir uzun vadeli denge noktasından (steady state) diğerine bir anda sıçramaz. Geçiş süreci türlü bilinmezliklerle ve (belki de aşılamayacak) engellerle dolu olacaktır. En başta, kripto varlıkların spekülasyon aracı olmaktan çıkıp anlamlı bir ekonomik değer yaratmaya başlamaları gerek. Serbest piyasa dinamiklerinin yanında yasal düzenlemelerin nasıl ilerleyeceği de bunda belirleyici olacak. Politika yapıcı ve düzenleyici kurumlar ekonominin kontrolünün ellerinden çıkmasına kolayca rıza göstermeyeceklerdir. Ticari bankalar gibi iş modelleri değişecek çıkar grupları da yasal düzenlemelere etki etmek için lobi yapacaklardır. Sonunda su akıp yolunu bulacak mı göreceğiz.
Buraya kadar serbest piyasada ortaya çıkan ve merkezi olmayan kripto paralardan bahsettik. Ancak benzer işlevler görecek resmi dijital paraların çıkmasının önünde engel yok. Hatta bizim merkez bankamız da dahil olmak üzere, dünyadaki politika yapıcılar bu konuda çalışıyorlar. Merkez bankası kendi dijital parasını çıkarırsa ne olur? Öncelikle bunun bir fark yaratması için, yukarıda bahsettiğimiz şekilde alternatif dijital paraların kendisine rakip çıkmasını engellemesi lazım. Bu durumda örneğin, kira, maaş, fatura, borç gibi ödemeleri elektronik olarak yapmak veya ödeme almak için banka hesabı kullanmaya gerek kalmaz. Doğrudan merkez bankası parası kullanılabilir. Bu durumda para tabanı genişler ve daha çok senyoraj geliri sağlanabilir. Ayrıca, bankaların merkez bankasındaki hesaplarına halihazırda uygulandığı gibi, dijital paraya da bir politika aracı olarak faiz uygulanabilir. Buna paralel kağıt ve madeni para kullanımı kaldırılır (veya en azından ciddi şekilde kısıtlanırsa) bu faiz gerektiğinde eksi yapılabilir. Böylece Avrupa, Amerika ve Japonya gibi çok düşük enflasyonlu ülkelerde para politikası uygulamayı zorlaştıran bir engel kaldırılabilir. Ticari bankalar içinse, bu sefer merkez bankası kendilerine rakip çıkacağından, yine bir dönüşüm olmak zorunda. En azından vadesiz mevduatlardan bedava faydalanmak, hatta ücret alıp gelir sağlamak herhalde ortadan kalkar.
Finansal teknolojilerin nasıl gelişeceğini, serbest piyasa dinamiklerinin ve yasal düzenlemelerin nasıl şekilleneceğini zaman gösterecek. Ben doğduğumda bırakın interneti, ülkemizde özel televizyon bile yoktu. Sıradan insanın ilgi duyduğu yazılı, sesli, görüntülü içeriğe anında ulaşması, hatta içerik üreterek sesini dünyaya duyurması hayal dahi edilmezdi. Bugün doğan nesiller de belki sonraki kuşaklara şöyle anlatacaklar: "Bir zamanlar kağıt para diye bir şey vardı. Para evin yakınında banka şubesi denen yerlere veya ATM denen cihazlara yatırılır, ihtiyaç olunca çekilirdi. Kredi kullanacaklar da bankalara gider, orada birikmiş tasarrufları kullanırdı."
Son olarak, daha fazla bilgi arayanlar, AB'nin bir araştırma kurumu tarafından hazırlanmış ve bu yazıyı yazarken faydalandığım şu rapora bakabilir: link
Vakti zamanında Ekşi Sözlük'te yazdığım iktisatla ilgili yazıları toplayarak başlattığım bu blogun yayınına, 2007'den bu yana yeni yazılarla devam ediyorum.
17 Nisan 2021 Cumartesi
Kripto paralar ve para politikası
Etiketler:
ekonomik okuryazarlık,
makroiktisat,
para/banka,
yenilik ve fikri mülkiyet
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder