diyelim ki cok sevdiginiz birisi (mesela kardesiniz) posta yoluyla kendisi icin olumlu ya da olumsuz (sinav, is basvurusu sonucu gibi) cok onemli bir haber bekliyor. ama cok heyecanli ya da endiseli. sizin de o haberi tasiyan zarfi onceden acip sonucu ogrenme ve sonra zarfi ona actiginizi farkettirmeyecek sekilde kapatma sansiniz var. boylece eger sonuc olumluysa, ona iyi haberi hemen verip fazla uzulmesine firsat vermeden onu rahatlatabilirsiniz. ama sonuc olumsuzsa onun kendini hazir hissettigi zaman zarfi acmasini bekleyip onun uzuntusunu azaltmanin yollarini dusunebilirsiniz. simdi sorumuz su: o zarfi acar misiniz?
iktisatci bir arkadasim acti. herkesten beklerdim ama bir iktisatcidan beklemezdim. demek ki ya zaman tutarsizligi sorunu nedir duymamis ya da bunu sadece para politikasi ve merkez bankasinin bagimsizligi tartismasi ile ilgili bir kavram saniyor. tabii siz zarfi acarsiniz ya da acmazsiniz. bu sizin bileceginiz is. ama once zaman tutarsizligi nedir, bir dinleyin.
diyelim ki zarfi actiniz ve icinde iyi haber var. hemen kardesinize gidip mujdeyi verdiniz. o da sonucta iyi haber getirdiginiz icin, onun sevinciyle, zarfi sizin acmanizin ustunde durmadi. herkes mutlu oldu. sonra aradan zaman gecti. benzer bir durum oldu ve bir zarf daha geldi. ama bu sefer zarfi actiniz ve kotu haberle karsilastiniz. daha once zarfi actiginiz icin, kardesiniz bu zarfi da acacaginizi biliyor. siz zarfi kapatsaniz bile eve gelip zarfi kapali gordugunde, haberin kotu oldugunu anlayacak. kardesinize kotu haberi vermeye hazir misiniz?
kardesiniz sizin zarfi acaginizi bilmiyorsa, zarfi acmak iyi bir fikir gibi gorunur. bu yuzden en iyi strateji once ona zarfi acmayacaginizi soylemek, size inandiktan sonra ise onu kardesinizden once acmak gibi durur. iste baslangicta kardesinize verdiginiz sozden sonradan caymanin optimal olmasi zaman tutarsizligidir. tabii kardesiniz o numarayi ancak bir defa yer. sonrasinda, sizin zarfi acmayacaginiza inanmayacaktir. o zaman da sizin iyi fikriniz cope gider.
demek ki iyi haber geldiginde zarfi acan insan, gunun birinde kotu haber vermek durumunda kalabilecegini de hesaba katmali. kotu haber vermekten gocunmuyorsaniz sorun yok. ama kotu haber vermekten hoslanmiyorsaniz, yapmaniz gereken o zarfi asla acmamak ve acmayacaginiza herkesin inanmasini saglamak.
diyelim ki kotu haber vermekten nefret ediyorsunuz. ama bir defa zarfi actiginiz icin simdi herkes sizin her seferinde acacaginizi dusunuyor. onlari bundan sonra zarflari acmayacaginiza nasil ikna edersiniz? bunun bir yolu inandiriciliginizi yeniden kazanmaya calismak. yani arka arkaya birkac sefer iyi haber gelir de siz zarfi acmamis olursaniz, sizin artik gelen haberleri onceden ogrenmediginize inanirlar. tabii onlar inanana kadar sevdiklerinizi gereksiz yere uzebilirsiniz. daha iyi bir yol ise sizin haberi ogrenmenizi imkansiz kilmak ve bunu diger insanlarin bilmesini saglamak olabilir. haberin gelecegi gun evde degilseniz, ya da posta kutusunun anahtari babanizdaysa, haberi onceden ogrenemeyeceginiz icin sorun kalmaz.
ozetle, kotu haber vermeyi sevmiyorsaniz insanlari baskasinin zarfini asla acmayacaginiza inandiracaksiniz; inandiramiyorsaniz posta kutusunun anahtarini baskasina vereceksiniz.
peki bunlarin ekonomi politikalariyla alakasi ne? alakasi inandiricilik. ornegin her hukumet secim zamani secim ekonomisi politikalari uyguluyorsa secim zamani geldiginde herkes hukumetin politikasinin ne olacagini bilir. beklentiler ona gore sekillenecegi icin o politikalarin kimseye bir faydasi olmaz, olsa olsa enflasyon artisi gibi zararlari olur. ote yandan hukumet sorumlu davranacagini soylese, yine kimse inanmaz; ucret ve fiyat artislari beklenen yuksek enflasyon oranina gore belirlenir. o noktadan sonra secim oncesi bir durgunlugu goze alamayacak olan hukumet eninde sonunda genislemeci politika izlemek zorunda kalir. ama dedik ya o da enflasyon yaratmaktan baska bir ise yaramaz. hukumetin politikasi zaman tutarsizligina kurban gitmistir.
peki hukumet secim zamani disiplini koruyacagina insanlari nasil ikna edebilir? para politikasini merkez bankasina havale eder; eger merkez bankasi bagimsizsa, hukumet para politikasina karisamayacagi icin sorun kalmaz. maliye politikasinda ise avrupa birligi'nin maastricht anlasmasi gibi butce acigini sinirlayan duzenlemeler yoluyla mali disiplini korumaya calisabilir.
kisaca, hukumet politikalarinda seffaf olmakta ve onceden belirlenen kurallara bagli kalmakta, bunlar yetmiyorsa hukumetin kurallardan sapma yetisini cesitli kurumsal duzenlemelerle sinirlandirmakta, politikanin inandiriciligini saglamak ve insanlarin beklentilerini sekillendirmek acisindan fayda vardir.
not: bu konuda greg mankiw'in blogunda pek cok ornek iceren guzel bir yazi var:
http://gregmankiw.blogspot.com/2006/04/time-inconsistency.html
3 yorum:
Zaman tutarsızlığı şöylede ifade edilebilir. Bir iş yerinde usta ve çırak çalışmaktadır. Usta çırağa yarın işe 1 saat geç geleceğini söyler. Buna göre çırak yapacağı işi ustanın geleceğini taahhüt ettiği saate göre ayarlar. Fakat usta işe 2 saat sonra gelir. Tabi bu arada işler aksar. Bir başka zaman usta yarın yine işe 1 saat geç geleceğini söyler.Ancak çırak işlerin aksamaması için beklentisini zamansal açıdan yukarı çeker. işte zaman tutarsızlığı problemi ustanın davranışı açısından güvenilirlik meselesidir. Usta(ki bu Merkez bankası) sözünde durmalıdırki çırak(ekonomik birimler) işleri ona göre ayarlasın ve işler(ekonomik düzen)aksamasın.
yalniz bu ornekte cirak ustanin bir saat gec gelecegine inaniyorsa, ustanin iki saat gec gelmesi usta acisindan optimal olmali. baslangicta verilen sozu daha sonradan tutmanin optimal olmamasi zaman tutarsizligi.
Dominant oyuncu için başlangıçta optimal olan 1 saatlik gecikmedir. Ve dominant oyuncu, takipçi oyuncunun kendisini başlangıçta ilan ettiği optimal zamana göre ayarlayacağını bilir. Artık bu nokta zaman tutarsızlığının baş göstereceği noktadır. Yani teorik açıdan neden dominant oyuncu için optimalitenin değişmesidir. Dediğinizi netleştirirsek zaman tutarsızlığı çırağın, usta tarafından açıklanan en son bilgiye inandığı ve usta tarafından açıklanan bu bilginin de takip edileceğini beklediğinde, ustanın açıklanan bilgiden cayması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu şekilde insanları bir kere yanıltabilirsiziniz ve bu da ancak beklenmedik durumda ortaya çıkar. Bu yanılgı akıllı(rasyonel) bireyleri ikinci yanılgıya düşürmez yani hata yapmayı sistematik hale getirmez. Artık ustaya düşen kaybedilen güvenilirliği önce kazanmak, sonra ise sürdürmektir. Aksi halde işler aksayacaktır. Atasözümüzde olduğu gibi; akıllı(rasyonel)insan aynı yerden ikinci kez ısırılmaz. Aslında amacım;sn Dr Jekyll arkadaşın verdiği örnek yerine zaman tutarsızlığı kavramını iktisat literatürü ile ilgisi olmayanlar için anlaşılması kolay hale getirmekti.
Yorum Gönder