25 Mart 2007 Pazar

Sosyal damping

İki çeşidi var bunun. Ama biz kızıl olanından çok yeşil olanından bahsetmişiz...


bunun bir cesidi de yesil dampingdir. yesil damping, gelismekte olan ulkelerde maliyetleri dusurup ihracata yonelik uretim yapan firmalarin rekabet gucunu arttirmak ve yabanci sermaye cekmek icin uygulanan cevre standartlarini dusuk tutma politikasidir. hangi formda olursa olsun asgari sosyal standartlardan odun vermek suretiyle uygulanan kalkinma politikalari sonucta herkese zarar verir. diger ihracat odakli buyume stratejisi izleyen ulkeler de rekabet sonucu sosyal standartlarini dusuk tutmak zorunda kalir.

eger ithalatci ulkelerin ekonomileri bu politikalardan zarar gorurse, anti-damping uygulamasina gidilebilir. bununla birlikte, sosyal damping gelismis ulkelerin ic politika dinamiklerinden kaynaklanan korumaci hareketler tarafindan sik kullanilan bir tezdir. bu yuzden sosyal standartlar konusundaki tartismalara dikkatli yaklasmak gerekir. gelismekte olan ulkelerde kotu calisma sartlarindan bahseden biri batilinin, oradaki insanlari zerre kadar dusunmeyen muhafazakar bir politikaci ya da sendika baskani olma ihtimali gayet yuksektir. acikcasi taylanddaki bir iscinin fransaki bir isciyle ayni haftalik calisma saatlerine sahip olmasini beklemek gunumuzun iktisadi gerceklerine ters duser. ama obur yandan insani standartlarin altinda calismasi ise cok olumsuz sonuclar dogurur*. bu yuzden kalkinma ekonomisinin zor konularindan biridir.

Hiç yorum yok: